Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Lynetta Kizer, 1990 doğumlu, Amerikalı kadın basketbolcu. Daha onsekiz yaşında iken Amerikan Milli Takımı’na seçilmiş. 2008’de Amerika Ülkeleri Basketbol Şampiyonası’nda 8.6 sayı ortalamasıyla altın madalya kazanmış. 2011 Dünya Üniversiteler Şampiyonası’nda da aynı onuru yaşamış, altın madalya kazanan kadroda 7 sayı ortalamasıyla oynamış.

Lynetta Kizer, 14 Mayıs 2015’de Bosna Hersek Milli Takımı’nda yer almış. Kendisine verilen Bosna pasaportuyla Galatasaray’a transfer olmuş ve Türkiye’ye gelmiş. Ekrem Memnun yönetimindeki kadroda Bosnalı kimliğiyle Abdullah Gül Üniversitesi takımına karşı oynamış.

Haberin Devamı

Bu maçtan sonra olan olmuş!

Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi kulüplerinin lisanslarını inceleyen FIBA, Türkiye Basketbol Federasyonu’na yazarak “Lynetta Kizer Amerikan vatandaşıdır. Bosnalı lisansıyla oynaması mümkün değildir. Bu hatanın düzeltilerek Amerikalı sporcu kimliğiyle lisansını değiştirmek gerekir” demiş.

Emir büyük yerden.

Türkiye Basketbol Federasyonu’nda sicil lisans işleriyle görevli Tolga Yücel, FIBA’dan gelen yazıya uygun olarak Kizer’in lisansını değiştirmiş. Dün Bosnalı olan basketbolcu, ertesi gün Amerikalı’ya dönüşmüş.

İşte kıyameti koparan da bu. Küçük bir bürokratik işlem. Ama neresinden bakarsanız bakın, skandal.

Elbette hatalıdır

Durumu öğrenen Fenerbahçe Spor Kulübü, TBF’ye başvurarak Kizer’in durumunun Sicil Lisans Yönergesi’ne (Md.21) aykırı olduğunu belirterek itiraz eder. İki kulüp arasında oynanan ve Galatasaray’ın kazandığı maçın hükmen Galatasaray aleyhine tescilini talep eder.

Talep uygun görülür. Galatasaray hükmen mağlup ilan edilir.

Bu olayda hem Galatasaray’ın hem de TBF’nin hatalı olduğu anlaşılır. Galatasaray Kulübü, sporcusunun birden fazla ülkenin vatandaşlığına sahip olduğunu belirterek tercihini noter beyanıyla federasyona bildirme yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. TBF böyle bir eksikle lisans verirken elbette hatalıdır. Hatanın daha da büyüğü, FIBA’dan gelen yazı üzerine yönetimin onayını ve görüşünü almadan basit bir bürokratik işlemle (!) sporcuya yeni lisans verilmesidir. Oysa herkesten önce TBF bilmelidir ki bir yabancı sporcu sadece bir vatandaşlık kimliğiyle lisans çıkarabilir. İki ayrı vatandaşlıkla kimlik çıkarmak hatadır.

Haberin Devamı

Türk sporunun yıllardır keyfi kararlarla, yüzeysel değerlendirmelerle zaman zaman içinden çıkılamaz sorunlarla karşı karşıya olduğunu biliyorduk. Yeni skandal, dosyayı kabartmış oldu. Bildiğim kadarıyla TBF bu olayda kurumsal olarak hatasını kabul etmiş, ancak Fenerbahçe’nin itirazına karşı direnememiştir. Başkan Erdenay ve yöneticilerin Galatasaray’ın haksızlığa uğradığını bile bile karar verirken, “Son sözü hukuk söylesin!” dediklerini duydum. Umarım, öyle olur. Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu hukuka uygun bir karar verir ve bu “”Arap saçını” temizleyip tarayarak düzeltir!

Rekabet çamura batmış

Lynetta Kizer olayı, Amerika’da, İngiltere’de, Fransa ya da İtalya’da olsa federasyon toplanır, durumu çözümler ve kararını ilgili kulüplere bildirirdi.

Ama Türkiye’de durum öyle değil.

Ezeli rakiplerin çatışmasından, iktidar kavgalarından, sahadaki ve salondaki her müsabakayı “dışarıdan” kurgulayıp yönetme huylarından ötürü skandal yaratıyoruz hep birlikte. Bu haberin bazı federasyonlarda görevli eşlerin fısıldamasıyla bazı kulüplere servis edildiği de can sıkıyor, mide bulandırıyor. Şimdi Arap saçı taranır ve temizlenirken, olan yıllardır basketbola hizmet eden Tolga Yücel’e olacak. Duyduğum kadarıyla Yücel’i gönderecekler. Oysa her insan hata yapabilir. Tolga’nın da küçük bir kredisi olmalı ama ah şu rekabet!

Haberin Devamı

Hasan Abi

Muhabir, sekreter, yazı işleri müdürü, köşe yazarlığı... Dile kolay, tam 61 yıl gazeteciliğin kabına sığmayan coşkusu, enerjisi, öfkesi ve nüktesiyle unutulmaz yazılara imza attı.

Olaylar ve İnsanlar’ı yazdı. Bizi, bize anlattı. Babacan ve dost sıcaklığıyla samimiyetin gerçek temsilcisiydi.

Milliyet’te 2006 Dünya Kupası’nda Zidane’la ilgili yazıma bir yorum yazmış, beni “kapı yoldaşım” diye tanımlayarak onurlandırmıştı.

Gençliğinde bir dönem spor gazetesi “Profesyonel”de yazmıştı, çok iyi bir sporseverdi. Fenerbahçeliydi.

Ölüm haberleri, hayatın kaçınılmaz sonucu olarak bana pek doğal gelmiyor artık. Bu ülkenin kadınları, askerleri, polisleri, özgürlük ve barış gençleri öldükçe kalbimizin kırıklığı da yalnızlığımız da büyüyor.

Kapı yoldaşımız Hasan Abi de yok, üstelik.

Kahrolsun böyle yalnızlık!

Tara bakalım Arap saçını