Dost meclisinde dedikodu ile karışık akıl yürütüyoruz, tartışıyoruz. Güya işimizden arta kalan zamanda yaşamın farklı renklerine, derinliklerine dalacağız ama, ne mümkün!
Bir arkadaş, “Her şey Aziz Yıldırım’ın stratejik planlarıyla, tam da Fenerbahçe’nin istediği gibi olup bitiyor... Bu yıl Fenerbahçe’nin yolu erken açıldı” diyor.
Anlattığı senaryo ilginç:
“- Beyefendi’nin de arzusu bu, denilerek Fatih Terim’in Milli Takım teknik direktörlüğüne getirilmesi süreci başlatıldı. Terim’in böyle bir öneriyi reddedemeyeceğini herkes biliyordu. Galatasaray’da Fatih Hoca gitse de kalsa da çözülmesi gereken başka sorunlar vardı. Takım geçen yılın havasını kaybetmişti. Beşiktaş - Galatasaray maçı ise, bir derbi olarak her türlü sonuçla bitebilir, etkisi çabuk dağılırdı ama, ilk dört haftada dört galibiyet alan ev sahibi takım, seyircinin sahaya girmesi yüzünden maçı tamamlayamadı. Derbi kaybı ağır bir travmaya dönüştü... Bilic üç hafta ceza aldı, sahası dört maç kapatıldı, sadece kadınlara ve çocuklara açılacak. Beşiktaş’ın da önü çabucak kesildi!”
Devamını da hafta sonunda yaşadığımız maçlar getirdi. Yine senaryoya (!) göre, Galatasaray - Rizespor maçında Selçuk’un atılması, Galatasaray’ın yoluna döşenen taşlardan biriydi... Gençlerbirliği - Fenerbahçe maçında hakemin ikili mücadelelerdeki yorumu ve Kuyt’un golünden önce Egemen’in faul yaptığı iddiası bizzat Başkan İlhan Cavcav tarafından gündeme getiriliyor, ayrıca Egemen’in ayağından seken topun eline çarpmasıyla verilmesi gereken penaltının verilmediği iddia ediliyordu. Cavcav, 6+0+4 kararına karşı dillendirdiği, sonradan unuttuğu düşünceyi maçtan sonra yeniledi: “Merkez Hakem Kurulu değişmelidir. TFF istifa etmelidir!”
Aziz Yıldırım’ın stratejik komplo iddialarına dönersek... Her şey, Fenerbahçe’nin keyfini cilalayacak biçimde gelişebilir. Ama Fenerbahçe’nin Federasyon’u, Milli Takım’ı, MHK’yı ve hakemleri etkileyecek derin senaryoları hayata geçirdiği iddiasına ben sadece gülerim. Eski devirlerin “namı yürüyen yiğit” efsaneleri gibi, Fenerbahçe’nin işine yarayan her türlü gelişmeyi Aziz Yıldırım’a bağlama alışkanlığından bir türlü kurtulamadığımızı söylerim.
Artık yeter!. Eninde sonunda masum bir oyun olan futbolu yeteri kadar kirlettik. Şimdi daha temiz ve daha renkli bir lig için uğraşmalıyız. Maç doksan dakika... Hafta boyu dedikodu ve senaryo ile vakit kaybetmektense, saha içinde var olan değerleri, doğruları (ve yanlışları) somut örneklerle irdelemek herhalde yapmamız gereken en doğru iştir. Topsuz oyuna dalarken, topu unutmasak, nasıl olur?
Mancini’nin tercihi
Bu geceki Şampiyonlar Ligi sınavında, Juventus’la oynamaları, bence Mancini için büyük şans!. Düşünsenize, rakip takımı kendi takımından daha iyi tanıyor. Bu anlamda yararlı bir taktik katkı sağlayabilir.
Mancini ile ilgili büyük merakım, Sneijder konusundaki tutumu... İtalya’dan iyi tanıdığı Hollandalı futbolcu, Galatasaray’ın kimyasını bozdu. Sırf onu oynatmak için Terim’in bile oyun düzenini değiştirdiğini gördük. Mancini ya iki merkez oyuncuyla Sneijder ve önünde tek forvete dönecek (4-2-3-1), ya da Sneijder’i kenarda bekletip çift santrforlu oyuna yönelecek. Bu küçük sorular bile sıkıntı yaratıyor. Çünkü Sneijder’ın, ya da Burak’ın yedek kalma olasılığı var. Sorular küçük, sorun büyük!
Üç sözcükle Aysal-Terim sorunu Vefasızlık/Saygısızlık/Vedasızlık
İki güzel haber
UĞUR ERDENER
TMOK Başkanı, IOC üyesi dostumuz, geçen hafta zor geçmesi beklenen seçimde yeniden World Archery (Dünya Okçuluk Federasyonu) Başkanı oldu. İki hafta önce beni arayıp olimpiyat sonrası müfettiş incelemesinin doğru olmadığını söylemişti. Şimdi de ben onu arayıp kutlayacağım.
BOB BAUWAN
Michael Phelps’in “olimpiyatlardaki madalya soygununu” planlayan adam, Turkcell’in katkılarıyla Yüzme Federasyonu’nun başdanışmanı oldu. Göremediğimiz minik şampiyonları görecek, özveriyle çalışan yüzme antrenörlerimize enerji verecek. İnsana yapılan yatırımın doğru ve iyi bir örneği.
Muhammed tamam, nerede Toraman?
Beşiktaş zor dönemi ders çıkararak atlatabilir. Örneğin, Bilic’in hemen her maçta genç Muhammed’i sahaya sürmesi çok cesur ve kararlı bir duruş. Bu duruşu takdir ediyorum. Öte yandan sezon başından beri kulübede adeta unutulan Kaptan İbrahim Toraman’ın, ona bir değil, birden fazla yerde (sağbek, stoper, merkez) ihtiyaç doğduğu halde oynatılmamasını bir türlü anlayamıyorum. Bilic, ön yargılı biri değil. Toraman’la bir sorunu da yok. Ama yine de birileri ona Toraman alternatifini söylemeli!