Mustafa Denizli’nin başarılarında şans faktörünün yeri ve önemi hep tartışılır. Dünün tartışılamayacak gerçeği, Ekrem’in topla buluşması, Eskişehir defansını ilk kez tek adamla yakalayıp geçmesi, kaleciye çalım atması ve golü bulmasındaki şanstır!
Peki bu şans kimin şansı?
Ekrem’in mi, yoksa her başarısının şansa bağlanmasından rahatsız olan Denizli’nin mi?
Hadi ben ortalama bir şey söyleyeyim: O pozisyon da, gol de Beşiktaş’ın şansıydı.
Mustafa hoca darılmasın, bu şanstan kendine de bir pay ayırsın.
Peki sadece şans mıydı belirleyici olan? Kesinlikle hayır!
Herşeyden önce iki takım da maçı kazanmak için olağanüstü çaba gösterdi. Ellerinden (ayaklarından) gelenin en iyisini yapmaya çalıştı oyuncular. Öncelikle emeklerine saygı göstermeli.
Ama şu da var: Çok çalışmaları, enerji harcamaları, kendilerini adeta tüketmeleri becerikli ve başarılı oldukları anlamına gelmiyor. Bu maçta beceriksizlikler daha çok sergilendi. Olmaması gerekenler, olması icap edenlerden daha çoktu.
Bir de şu var: Eskişehir’de Ümit Karan ve Youla yok. Bu, evinde kazanmayı isteyen bir takım için büyük talihsizlik. Sadece Mehmet Yılmaz’la etkili olamadılar, Beşiktaş üzerinde yeterince baskı yaratıp pozisyon zenginliği sağlayamadılar.
Beşiktaş’ın kadro sıkıntısı daha derindi. Savunma göbeğinin başarılı ikilisi Sivok ve Ferrari cezalıydılar. İbrahim’ler (Toraman ve Kaş) ilk kez yan yana vekalet ediyorlardı. Hakçası başarılı oldular. Takımın omurgasındaki en önemli adam Ernst de kırmızı kart cezalısıydı. Uğur bu boşluğu ne kadar doldurdu, tartışılır. Yahut Tabata... Ya da Fink? Üçünün gayretlerine eyvallah... Ama üçünden de bir Ernst çıktı mı? Hayır!
Beşiktaş, topla daha çok oynayan, galibiyeti daha çok isteyen, golü ısrarla arayan takım... Tamam da kurdukları baskı kadar pozisyon bolluğu yaşıyorlar mı? Hayır. Emeklerinin karşılığını alıyorlar mı? Hayır. Bobo da Nihat ve Tello da ne dışarıdan ne de içeriden etkili olabildiler. Hele Nihat’ın gereksiz “ille de gol atma” hırsı, onu marke eden en önemli neden! Takımı adına ikinci golü, kendisiyle paralel koşan arkadaşıyla hiç paslaşmadan inanılmaz biçimde harcadı. Beşiktaş, kanattan da etkili değil. Hatırı sayılır bir orta gördünüz mü? Ben göremedim.
Her neyse... Hatice’ye değil, neticeye bakılıyor bu ülkede!
Netice de güzel... Hele Beşiktaş için, üst üste üçüncü kez güzel!