Soluk soluğa, unutulmaz, çılgın bir gece yaşadık. Gecenin sürprizi yoktu. Dünya Kupası eleme grubumuzda tüm sonuçlar, beklediğimiz ve tahmin ettiğimiz gibi gerçekleşti. Puan tablosunda tüm öngörüler gerçekleşirken, asıl yarış skor tabelalarında “averaj” koşusuyla yaşandı.
Hollanda, bir çuval golle Macaristan’ın belini bükerken, konuk takımın Brezilya hesaplarını çöpe attırdı. Bizim için asıl sıkıntı Andorra’da yaşanıyordu. Romanya, minik ülkede oldukça yavaş bir gol gösterisine girişti. İlk yarıyı 1-0 önde bitirdiler. Milli Takım da Estonya karşısında aynı rahatlıkla öndeydi. Sonra onlar Andorra’da, biz Estonya’da averaj peşine düştük. Onlar dörtledi, Milli Takım ikiledi.
...Ve hesaplar yeniden düğümlendi!.. Salı’yı sabırsızlıkla bekleyeceğiz...
Salı günü Brezilya hayallerinin gerçekleşmesi için Hollanda’yı yenmek “gerek” şart. Bir de “yeter” şart var. Romanya’nın Estonya’yı rahat yeneceğini varsayarak averaj hesabında bizim gerimizde kalmaları! Olur mu, olmaz mı? İşte bütün mesele!
Maça dönersek... Oyun, Fatih Terim’in yazdığı senaryoya göre sıkıntısız, tasasız biçimde oynandı. Savunmanın önünde Mehmet Topal, Gökhan Töre, Selçuk, Arda’dan kurulu hücumcu bir orta alan ve Umut-Burak’tan çift santrforlu bir kararlılık gösterisi. Caner ve Gökhan’ın da hücuma destek veren oyunlarıyla Estonya karşısında golü gecikmeden buldu Milli Takım. Umut’un golüne suskun Burak, Gökhan Töre’nin asistiyle “devam dedi. Çok güzel... Üçüncü, dördüncü golleri atmak istediler, olmadı! Bu oyun için Milli Takım’ın hiç bir oyuncusuna hiç bir eleştiri getirmeyeceğim. Hepsi de görevlerini yaptılar... Ellerine, ayaklarına sağlık.
Maçta canımızı sıkan tek olay, Caner’in sarı kartla cezalı duruma düşmesi oldu. Milli Takım’ın en formda oyuncusu, maalesef Hollanda karşısında tribünde olacak.
Brezilya hayallerinin birinci perdesi mutlu kapandı.
İkinci perde tipik bir Türk filmi gibi...
Aşk var, hasret var... Umut var, endişe var... Cesaret var, niyet var..
Ah bir de şansımız olsa...
Hollanda’yı yenemeyecek takım değiliz... Romanya Bükreş’te beş atar mı Estonya’ya?
Bu soru işaretinin çengeli hem beynimize, hem de yüreğimize batıyor. Salı’ya kadar uyuyabilen uyusun. Ben uyuyamam!