Şampiyonluk gitmiş, Kupa çoktan başka ellere uçmuş. Kartal geçen yıl kazandığı unvanlarından kopmuş. Ama ne gam!
Hayata devam mecburiyeti koymuşlar, yaşamak lazım! Beşiktaş’ın İnönü’deki veda partisi böyle bir felsefeyle başladı...
Şampiyonluk gitmiş, Kupa çoktan başka ellere uçmuş... Kartal geçen yıl kazandığı unvanlarından kopmuş...
Ama ne gam!.. Hayat devam ediyor... Taraftar, öfkesini, hayalkırıklıklarını bağışlayıcı bir sevgi ve şefkat gösterisi ile unutmaya çalışıyor...
Tribünlerin “kara sevdası” Pascal Nouma’ya şarkılar söyleniyor. Yuvada kalan Hakan alkışları topluyor... Belli ki Manisaspor karşısında durum ne olursa olsun eğlenecekler...
Hayata devam edecekler.
Hayat, hoş ve güzel görüntülerle başlıyor... Hedefsiz ama hırslı bir Beşiktaş var. Kendi evinde kaybettiği 26 puanın acısını çıkarmak için bastırıyor, mücadele ediyor, pozisyon hazırlıyor ve gol arıyor.
Manisa da katılıyor eğlenceye... İyi niyetle ayak uyduruyor rakibine... Yapabildikleri kadar oyuna ortak olmaya çalışıyor. Özellikle Simpson çok koşuyor... Mücadele ediyor... Ve o gayretli koşuların birinde, Rıdvan Şimşek’e müdahale ederken, hiç de istemediği bir kazaya neden oluyor... O ayak kırıldıysa, Ağustos’a kadar zor yetişir çocuk... Hayatın akışı, eğlenceye hüzün de katıyor...
Herkes eğleniyor
Fink’in sağbeke, genç Atınç’ın stopere geçtiği, emektar Kaptan Üzülmez’in görev yerine döndüğü ikinci yarıda Beşiktaş daha istekli, daha ısrarlı... Bobo “memur” günlerinden birini yaşamasına rağmen fırsat kolluyor. Nihat ve Tello gönüllerince oynuyorlar. Ve İsmail’in milimetrik ayar vererek ortaladığı top Nihat’ın kafasından İlker’in koruduğu ağlarla buluşuyor. Manisaspor’un maçın ilk yarısında en az üç gole el koyan kalecisinin bu vuruşa yapacağı bir şey yok!
Sonra Ernst’in hazırladığı pozisyonda Üzülmez’in Bobo’ya “Bari bunu at!” dercesine gönderdiği top var... Bobo yetişene kadar Hüseyin müdahale ediyor... Kendi kalesine!
Mustafa Denizli de eğleniyor, futbolcuları da taraftarlar da...
Yönetimin de bu hoşluktan pay almasını diliyorum...
Geçmiş olsun Rıdvan... Çabuk dön e mi!