Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Braga karşısına her türlü beraberliği cebine avantaj olarak koyup çıkacak Fenerbahçe, öyle ümit ederim ki gol atmasa dahi sağlam savunmasıyla dayanıp tur atlayacaktır.

Fenerbahçe’nin bu gece oynanacak rövanşta en sağlam güvencelerinden biri, ilk maçta da olduğu gibi kaleci Volkan Demirel’dir.

Volkan şu anda ligimizin açık ara en iyi yerli kalecisi. Bir çok yabancı kalecinin göz kamaştıran başarılar sergilediği lig maçlarında bizim yerli kaleciler istikrarlı ve güvenilir maçlar çıkaramıyor. Volkan bu anlamda ayrıca çok özel bir performans gösteriyor.

Haberin Devamı

Fenerbahçe açısından üç kulvarda da “vazgeçilmez” statüsü kazandığına göre, soruyu Milli Takım için soralım:

- Volkan Demirel, 16 Kasım 2014’de Kazakistan maçına ısınırken küfür yüzünden terk ettiği arkadaşlarına katılıp, Euro 2016 için Fransa’ya gidebilir mi?”

Sorunun yanıtı Volkan Demirel’e kalsa sorun yok... Ama kararı o vermeyecek. O, Milli Takım’a dönmeye hazır olabilir. Acaba Fatih Terim hazır mı? Bu sorunun kesin yanıtını henüz bilmiyoruz.

Fatih Terim, TT Arena’daki o geceyi bir kâbus gibi yaşadı. Oyuncusunu sakinleştirip maça döndürmek için yoğun çaba gösterdi. Belki de ilk kez hoca olarak futbolcusuna dediğini yaptıramadı. Volkan stadı terk etti. Neyse ki bu olay milli maçın skoruna yansımadı. Terim o günden sonra Volkan Demirel’i hiçbir maça davet etmedi. Kaleyi Başakşehir’in tecrübeli ve başarılı kalecisi Volkan Babacan’a emanet etti.

Samimi bir özür

Maç sonunda Volkan Demirel’in, Emre Belözoğlu ve özel koruma ekibiyle stada dönüşü ve orada gazetecileri hedef alan gövde gösterisini, kargaşayı anımsamak istemiyorum.

Arada köprülerin altından çok sular geçti. Zaman her şeyi törpüledi. Öfkenin keskin hatlarını yumuşattı. Empati kapılarını aralayıp herkesin birbirini anlaması için farklı ve yeni bir ortam oluşturdu. Bu arada Milli Takım, içinde kaybolabileceği bir anafordan finallere doğrudan gidiş başarısıyla çıktı.

Şimdi hepimizin aklını başına alıp duygularını kontrol etme zamanı. Terim, Volkan’ı davet etmeli? Tartışmalı bir öneri.. Ama bu davetin şekli Zeki Müren’in unutulmayan şarkısındaki gibi, “Muhtacım ellerine, gitme sana muhtacım” makamında olmamalı. Terim, gerekirse en değerli oyuncularından vazgeçebileceğini defalarca göstermiş bir teknik direktördür. Şu da unutulmasın: Volkan’ı sonraki maçlarda oynama hakkını kaybetmemesi için terk ettiği stada geri döndüren de Terim’dir.

Haberin Devamı

Ayrıca bu dönüşün koşulunu da biliyorum galiba:

“Volkan Demirel en kısa zamanda özel bir basın toplantısı düzenleyerek tüm samimiyeti ve pişmanlığıyla önce terk ettiği takım arkadaşlarından, sonra Volkan Babacan’dan, sonra teknik heyetten ve nihayet Türk futbol severlerinden özür dilemeli! Ayrıca kimin sözleriyle stattan ayrıldığını, kimin sözleriyle geri döndüğünü de açıklamalı! Bu özürüyle kamuoyunu ve Milli Takım’daki hocalarını, arkadaşlarını ikna etmeli.”

Milli Takım kapısında Volkan Demirel’le ilgili beklenti budur. Bu beklenti yerine gelmezse, Volkan’ın egosunu yenemediği, haklı öfkesini hâlâ kontrol edemediği anlaşılır ki, sonuç hepimizin kaybı olur!

Haberin Devamı

Terör, sevgiyle biter!

Terör, hayatı çekilmez bir yük haline getiren, bizi dehşetten paranoyaya farklı duygulara taşıyan bir bela! Lanet olsun!. Çıkışı olmayan bu yolda akıttıkları kanın içinde boğulacaklar, inanın!

Bu gergin ortamda öfkelenip kırıp dökerek, örneğin gol kaçırana söverek, hakeme küfrederek, ya da her yerde her şeye isyan ederek çıkış yolunu bulamayız. Bizi kurtaracak en önemli yol, sevgidir... Saygıdır... Karşılıklı anlayıştır. Güven duygumuzu geliştirmek, nefretten kurtulup şefkati seçmektir.

En sert, en yoğun rekabet ortamında kavgaya dönüşen onlarca olaydan sonra, gördünüz işte Galatasaraylı Umut Bulut’un babası Kemal Bulut’un cenaze töreninde spor camiası adeta kenetlendi. Dalga geçilen, ağır biçimde eleştirilen Umut, herkesin kardeşi, evladı oldu. İçimizdeki maya, ruhlarımızı yıkadı, vicdanlarımızı kabarttı. Uyuyan sevgimizi uyandırdı.

Kan bitecek arkadaşlar... Ama sevgi... Asla tükenmeyecek!