Öldük öldük, dirildik. Oynadık, dayandık, direndik. Yeniden doğduk, umut ve moral kazandık. Ama ne yazık... Avucumuzdaki galibiyeti çaldırdık. Hem de uzatmalarda. Hem de tanıdığımız adamın -Sneijder’in- vuruşuyla... Topun Huntelaar’ın kafasına dokunuşuyla... Volkan Babacan’ı son saniyede terse düşüren o dokunuş da Hiddink’i ve Hollanda’yı hayata döndürdü.
Yine de mutlu olmalıyız. Her şeyin bittiği ve tükeniği bir grup macerasının içinde, kendi çocuklarımızın sorunlarıyla yorduk Milli Takım’ı... Fatih Terim, kadro seçimi, taktiğin belirlenmesi, savunma ve hücum varyasyonlarının sergilenmesi ile mi uğraşmalıydı, yoksa “evlatların sorunlarıyla” mı? Maalesef hepsini bir arada kotarmaya çalıştı.
Hakça söyleyelim, onca arızaya rağmen başardı!
Hollanda’nın ilk 20 dakikada bol pas yapıp top çevirerek, topu bize göstermeyerek denediği oyun hiç de etkilemedi çocukları. Aksine, çok başarılı bir alan savunmasıyla, yardımlaşan ve oyunu her iki yana oynayan orta alanla Hiddink’in dolmasını yutmayacaklarını gösterdiler. İlk yarıda üç kez gole yaklaştı Milli Takım... Gökhan ve Caner’in ortak yapımında top Burak’ın ardına düştü, vuramadı. Sonra Ozan Tufan’ın yoklaması geldi. Ama üçüncüde, harika bir işbirliği sergilendi. Sağdan Gökhan Töre, iki kişinin arasından ortaladı, rakip savunmadan ceza yayına doğru açılan topu Volkan Şen usta işi bir asistle Burak’a kazandırdı. Onun tüm kaleyi karşısına alarak yaptığı vuruş, evet, Hiddink’e tırnak yedirdi.
Golden sonraki 53 dakikada Hiddink de Terim de adeta satranç masasındaki gibi hamle üstüne hamle yaptılar. Hiddink’in Nanshing ve Dost’la hücum etkinliğini arttırma çabalarına Terim de Hakan Çalhanoğlu ile karşılık verdi. Hollanda’nın ısrarlı gol arayışına karşılık savunmada iyi direndik. Ama önce Serdar Aziz’in, sonra Burak’ın sakatlığı Terim’in hamle üstünlüğün engelleyen bir unsurdu. Yine de Kazım’la topu rakip yarı alana yığmak, Hollanda’yı avlamak için doğru kararlar verdi Terim. Milli Takım’da kötü oynayan yoktu. Burak Yılmaz sakatlanmasa beraberlikten fazlasını yapabilirdik. Yine de mutlu olalım. Çünkü bu oyun, doğru oyun... Beraberlik golüne üzülebiliriz ama, umudumuz üzüntümüzden daha fazla!
Neyse, biraz geç oldu ama... Merhaba Avrupa!