Bu beraberliğin hiçbir anlamı yok. Kazandığımız tek puan değil, kaybettiğimiz iki puan daha önemli
Biz bu maça daha çook yanarız... Onca gol pozisyonuna ve baskılı oyuna rağmen, hücumcu üstüne hücumcuyu sahaya sürüp yine de Estonya kalecisi Londak’ı mağlup edemiyorsak... Rakip takım kaptanı Piroja’nın tüm hava toplarına egemen olmasını engelleyemiyorsak puan kaybı elbette kaçınılmaz hale gelir.
Dahası, bu beraberliğin hiçbir anlamı yok. Kazandığımız tek puan değil, kaybettiğimiz iki puan daha önemli...
O kadar önemli ki gruptaki ikincilik hedefinin dışına düşüyoruz yavaş yavaş...
O hedefi Belçika ile Bosna Hersek’e ikram etmiş oluyoruz.
Elbette grupta çok maç oynanacak daha... Rakipler de puan kaybedecek. Ama en erken kayıplara uğrayan Milli Takım oldu.
Yenilmekten daha beter bir sonuç bu.
Fatih Terim, ilk yarım saatin boşa gittiğini görünce devre sonunu beklemeden Nuri Şahin’i çıkarıp Mevlüt’ü aldı oyuna. Çift forvetli oyuna dönmek yine de çare olmadı.
Kanatlar, Sabri ve Kazım... Hakan ve Arda hiç de beklenen etkinlikte değildi. Estonya gibi bir takım bile artık Türkiye’yi çözmüştü... İki kanadı işlemez hale getir, savunmanın göbeğini de sağlam tut, Türkiye’yi uyut! Bu oyun anlayışı ile maçı bir doksan dakika daha uzatsak, gol atabilir miydik acaba? Sanmıyorum. Onca baskılı oyuna ve pozisyona rağmen iyi bir kaleci ile iyi bir stoper Türkiye’ye yetiyorsa, durup düşünmek zorundayız.
Orta alanda yaratıcı bir oyuncumuz yok. Hücumda ekstradan, klişe forvetlerin dışında gol vuruşu yapacak bir oyuncumuz da yok.
Fizik gücü yüksek taktik becerisi ve teknik kapasitesi sınırlı bir rakibe karşı etkinlik sağlayamıyorsak, işimiz gerçekten çok zor demektir.
Hamit, Nihat ve Semih dönene kadar bu takım bu yükü taşıyamayacak, Tallin’de görülen gerçek budur.
Terim bu saatten sonra Fatih Tekke’yi, Ümit Karan’ı hatta Nobre’yi göreve çağırır mı ? Sanmam.
Bu maç sessiz ve sakin bitti ama, önümüzdeki günlerde fırtınaya hazır olalım...
Hoca’nın sözleşmesi ne olacak ? Federasyonun ürkek ve ağır eli bu hayalkırıklığının üzerine masaya yeni sözleşmeyi koyar mı ? Bilemem.
Ah ki ah!
Grupta daha birinci devreyi tamamlamadan umutlar tükeniyor.
2010’da Güney Afrika’yı yine belgesellerde mi göreceğiz ?
Yazık!