Bülent Ünder adına üzülüyorum. Galatasaray’ın emektarı, her “evlat” gibi çağrıyı alınca “gelmem” diyemedi. Pazarlık yapamadı. Bizde işler böyle yürüyor... Yabancı teknik direktör, istediği her koşulu, her türlü talebini masaya koyuyor ve yöneticiler hepsine “evet” diyerek teslim oluyorlar.
Aşı tutmayınca, proje (!) ya da operasyon duvara toslayınca cebini doldurarak gönderiyorlar gelen hocayı. Rijkaard’la başlayıp Hagi ile deneme yapan Polat yönetimi, sonunda Ünder’i çağırıyor yönetime...
Bülent Ünder ne yapsın?
Transfer yanlışları, darmadağın olmuş kadro, cezalılar ve sakatlıklar zaten bütün seçeneklerini yok etmiş... Bu çaresizlik, motivasyonsuzluk ve hedef yoksunluğunda Galatasaray’dan da Ünder’den de kimse bir şey beklemesin.
Maça dönersek...
Ev sahibi Antalyaspor da konuk Galatasaray da galibiyet hasreti çekiyorlardı... Antalyaspor sezon başındaki ivmesini kaybetmişti. Onların da sakatları, cezalıları vardı. Ama hakça söyleyelim... Onlar daha takım gibi oynuyorlardı.
Galatasaray, sahaya çıkardığı on birde, bazı yerlerde gereksiz eleman fazlalılığıyla oynadı. Pino, Stancu ve Yekta gibi... Birbirlerinden kopuk oynayan Arda ve Kewell gibi... Baros’un yokluğunda Pino’dan zoraki santrfor uydurmaya çalışmıştı Ünder... İki şutunu göremedik. Stancu’dan da öyle... Orta alandan oyun kuracak kahramanlar da çıkmadı...
Arda Turan, böyle bozuk düzen, dağılmış bir takıma ne verebilir ki... Antalyaspor, Galatasaray’ın savunma skandalına örnek olacak pozisyonda Erkan’la golü buldu, işte ondan sonra oyuna küsen, kahrolan Arda da koptu...
Galatasaray’ın önemli bir sorunu Antalya’da iyici göze battı. Hakan Şükür’den sonra bu takım yerli santrfor arayışını da geleneğini de terk etti...
Transfer turnikesinde büyük umutlarla araya giren Mehmet Batdal, şimdi Konyaspor’da kiralık... Yerine başka bir arayış da yok... Gözler Baros’da... Cezalıysa oynamaz, oynarsa sakatlanır!.. Baros’a bakarak sezon planlaması da yapılmaz.
Ünder’i sadece kaleci Zapata’dan bir kalemde vazgeçip Ufuk tercihiyle işe başladığı için eleştirebiliriz. Ama ne malum, belki de o haklıdır, bildiği bir şey vardır...
İki golle neşesini bulan Necati Ateş, Kerem Şeras, beş kişinin arasından yine de ilk golün asistini yapan Ali Turan, her şeye rağmen bolca pozisyona giren Tita, Uğur İnceman ve Deniz Barış’la Antalyaspor haklı bir galibiyet aldı. Futbol oynama niyet ve ciddiyeti de takdire değer. Mehmet Özdilek’i de kutlayalım.
Galatasaray’ın sadece yeni bir başkana değil, yerli santrforlara da ihtiyacı var... Zaman varken, arayıp bulsunlar... Taşıma suyla değirmenin dönmeyeceği bir kez daha anlaşıldı!