Her şeyi bilen, herkese işini öğreten, herkesi eleştiren, herkesi suçlayan, herkesi yok sayan, herkesten saygı bekleyen...
Ama hiç kimseye, hiçbir kuruma ve kişiye saygı göstermeyen Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, dün kendince ayar verdiği, kendine göre kestiği, biçtiği, doğradığı kişiler arasına beni de katmış:
“(Volkan) gençtir, hata yapmıştır... Kan davası gütmenin alemi yok. Ordan burdan yazı yazdırıyorlar.. Atilla Gökçe(k)’e yazı yazdırıyorlar. Özür dilesin filan... Yahu bırakın bu işleri... Herkes dürüst olsun!”
Reklam düşkünü, popüler kültür baygını, tv saygını (!) dostlar için Aziz Bey’in sözleri ekmeklerine sürülmüş tereyağı olabilir.
Ama ben bu pisliğe elimi sürmem... Attila Gökçe’nin 52 yıllık gazetecilik kariyerine saygı gösteririm. Göstermeyenleri de adamdan saymam, ciddiye almam!
Attila Gökçe “ısmarlama” yazı yazmaz. Bunu en iyi bilenlerden biri de Aziz Yıldırım’dır. Ama beyefendi rüzgara göre yön değiştirdiği için, dün öyle - bugün böyle görüş ve değerlendirme slalomları yaptığı için Kaleci Volkan Demirel’le ilgili yazdıklarıma çamur atıyor. Kulunuzu siparişle yazı yazan “yancı”lardan biri yerine koyuyor.
Ayıp ediyor, haddini aşıyor!
Aziz Bey çok bilir (!) de ben yine de bilmeyenler için yazayım: Dünyanın her ülkesinde gazeteciler, haber kaynaklarını sürekli arayarak, izleyerek, sorular sorarak yoklarlar... Bu yoklamaların bir bölümü haber olur, bir bölümü de bilgi...
Ben Kaleci Volkan Demirel’in Milli Takım’la ilgili sorunları konusunda ilgili kişilerle konuştum. Demeç değildi onlar, sadece birinci elden bilgiydi. O bilgileri - galiba biliyorum - kıvamında yazdım. (Benim 17 Mart’ta Milliyet’te yayınlanan bu yazım, ne yazık ki 24 Mart’ta bir haftalık gecikmeyle gündeme geldi.)
Oradaki “samimi özür” beklentisinin karşılıksız kalması üzerine de ayrıca yazdım (30 Mart Çarşamba/ Büyük Volkan)
Mesele o gün kapanmıştı benim için.
Şimdi yeniden açmanın, kabuk bağlayan yarayı kanatmanın gereği yok.
Ama Aziz Bey’in biraz daha sorumlu ve saygılı davranma zorunluluğu var.
Sadece bana karşı değil, Şansal’a (Büyüka) Serhat’a (Ulueren) Ersun Yanal’a, Aykut Kocaman’a, İsmail Kartal’a, Tümer Metin’e, Fenerbahçe’yi şampiyon yapmış ya da yapamamış tüm antrenörlere... Basın toplantısına katılan ve soru soran masum genç gazetecilere...
Çünkü haksızlık ettiği, aşağıladığı, küçümsediği, ayar vermeye çalıştığı o in sanlar Fenerbahçe’ye saygı duymaya devam ediyor!