İlk haftayı son maçı oynayarak kapatmak... İkinci haftayı da ilk maçı oynayarak açmak... Aykut Kocaman bu fikstüre, daha doğrusu programa itiraz ediyor, haklı... Ama yapacak bir şey yok. Fenerbahçe üç gün dinlendikten sonra deplasmanda ilk maçına, Gaziantep’e uçuyor.
Son yıllarda pek de keyifli geçmedi Antep maçları... O nedenle Fenerbahçe tedirgin başladı maça...
Hele Olcan’ın uzaktan bir füze frikiği var ki, dillere destan olur. Volkan Demirel’e de yapacak eleştiri bulamazsınız o gol için...
Oyunun ilk yarım saati, yani Olcan ve Mehmet Topuz sahadayken oldukça zevkli ve çekişmeliydi... İlk çıkan Topuz oldu (34), sonra da Olcan (50)...
Olcan’ın çıkışı Gaziantepspor’un etkili, akıcı ve dinamik oyununu bozdu. Zaten Topuz çıktıktan bir dakika sonra Alex golü atıp beraberliği sağlamıştı. Sonrasında geçen her dakika baskısını arttırdı Fenerbahçe... Topuz’un yerine oyuna giren sol ayaklı Uğur Boral sağ kanatta oynarken zorlanıyordu ama, Alex’in o golünde Ziegler’in ortasında topu Alex’in önüne yuvarlayan da Uğur’du.
Aykut Kocaman, takımının sol tarafını çok iyi oturtmuş bence... Andre Santos’un yerine aceleyle alınan Ziegler ve önünde oynayan Caner, dün Alex’le birlikte takımın en iyileriydi. Ziegler’in birinci ve üçüncü Fenerbahçe gollerinde doğrudan etkili ve adrese teslim ortaları ustalık örneğiydi.
Bienvenu zaten Fransızca’da “hoş geldin” demek... Dün attığı golle adı anons edilirken, kendisine hoş geldin denmiş oldu.
300. maç Alex için de unutulmayacak anılar biriktirmemize neden oldu. Attığı iki golde de sükuneti, klası ve aklı ile yine fark yarattı. Hele kullandığı korner atışında, Semih’in kafa vuruşunu kalecinin güç halle çeldiği saniyelerde, köşeden koşup gelerek topa son vuruşu yapması, hayranlık yaratacak bir çabukluk örneği!
Attığı iki golü alkışlarken, penaltıda soluyla yine ustalık gösterdi. Karcemarskas’ı terse yatırdı, ama direği yatıramadı. Burak’ın Kazakistan’a attığı penaltı gibi talihsizlik...
Emre, Gökhan Gönül gibi takım karakterini belirleyen iki önemli oyuncunun yokluğuna, Dia’nın formsuzluğuna rağmen Fenerbahçe maç kazanma istek ve iradesinden, birlikte oynama ilkesinden asla ödün vermiyor. Özellikle Bienvenu ve Ziegler’in katkısı çok olumlu...
Fenerbahçe aradığı huzuru yeşil zeminde buluyor.
Travmaya karşı en etkili tedavi yöntemi bu olsa gerek!