Jose Mourinho masada kazandı!

Yaklaşık bir yıl önce Kadıköy’de davetliler önünde kurulan nikah masasında, partnerinin ayağına ilk basan Jose Mourinho olmuştu.
Dolayısıyla taraflar arasındaki akdi resmiyete döken belge, Portekizli teknik direktöre teslim edilmişti.
“İyi günde, kötü günde, bir yastıkta” söylemi, lig sona erdiğinde Ali Koç’un 7. yılında başarısızlığın ve mutsuzluğun belgesi olarak medyanın gündemine oturdu.
Galatasaray 5. yıldızı takınca duygusal başlayan ve uzun yıllara dayanması temenni edilen izdivaçın bittiği düşünüldü. Camia mutsuz ve öfkeli, oyuncu grubu Portekizli hocanın tavırlarından rahatsız, başkan Ali Koç ise son seçimde kendisine rakip olan Aziz Yıldırım’ın “Mourinho” kozuna sahip çıktığı için pişman ve mutsuzdu.
Oysa ne fedakârlıklarda bulunmuş ve zorluklara göğüs germişti başkan!
Teşbihte hata olmaz. Sayın Koç alınmasın. Fenerbahçe ile Mourinho arasında atılan imzaya tanıklık edenlerin unuttukları bir şey vardı; o da nafaka!
Kimi 15, bazısı 16 milyon euro diyordu. Kendi dilimizden söyleyeyim; kimi 660 milyon, öteki 705 milyon TL diyordu!
Yani Mourinho’nun yüzüğünü atması ve yeni maceralara yelken açıp ömür boyu refaha kavuşmasını sağlayacak tazminatının karşılığı.
Aklıma 90’lı yıllara damgasını vurmuş Nilüfer’in “Böyle ayrılık olmaz” şarkısı geldi. Doğru, olmuyormuş.
Bugün Fenerbahçe kulübü ile Mourinho arasında da “duygusal” bir ilişki hikayesi kurgulanıyor.
Medya üzerinden verilmeye çalışılan mesajla, 15 gün önce bitme aşamasına gelen izdivaç “Bir daha deneyelim, birbirimizden iyisini mi bulacağız?” söylemleri ile kurtarılmaya çalışılıyor.
Her ilişkide pişmanlıklar ve hatalar vardır. Bu aile içi sorundur. Lakin milyonlarca insanı ilgilendiren bir camia iseniz, neden çark ettiğinizi dürüstçe anlatmak zorundasınız.
Geçen sezonu yaşanmamış saymak, sarı-lacivertli taraftarın çektiği çileyi, uğradığı hayal kırıklığını ve tükenen umutlarını görmezden gelmek, sorumlu yöneticilik anlayışı ile bağdaşmaz.
Bu zoraki birlikteliğin sahada kaybederken masada kazanan Mourinho dışında kimseyi mutlu edeceğini düşünmüyorum.

Haberin Devamı

İstediğiniz yere çekin!

Kenyalı atlet Abel Mutai bitiş çizgisine sadece birkaç adım kalmışken, işaretleri karıştırarak durdu ve yarışı tamamladığını düşündü.
Hemen arkasındaki İspanyol koşucu Ivan Fernandez, durumu fark etti, rakibine koşmaya devam etmesi için bağırmaya başladı. Mutai İspanyolca bilmiyordu ve ne olduğunu anlamadı. Bunun üzerine Fernandez onu bitiş çizgisine, zafere itti.
Bir gazeteci Ivan’a sordu; “Bunu neden yaptın?”
Ivan yanıtladı: “Hayalim bir gün hepimizin birbirini destekleyip yardım ederek kazandığı bir toplumda yaşamak.”
Gazeteci ısrarla devam etti: “Ama neden Kenyalının kazanmasına izin verdin?”
Ivan: “Onun kazanmasına izin vermedim, o zaten kazanacaktı. Yarış onun yarışıydı.”
Gazeteci vazgeçmedi: “Ama sen kazanabilirdin.”
Ivan gazeteciye baktı ve “O zaman benim zaferimin ne anlamı kalırdı? O madalya nasıl bir onur olabilirdi? Annem hakkımda ne düşünürdü?..”
Kazanmak için her yolun mubah olduğunu sanan ve emeğe saygı göstermeyenlere gitsin bu öykü!..

Haberin Devamı

Bir bak!

“Seni cennet vaadi ile kandırıp fakirliğe mahkum edenlerin hayatlarına bir bak; bu dünyada cenneti yaşadıklarını göreceksin.” - Charles Darwin

Haberin Devamı