Okan hoca tuzağa düşmedi
Fatih Tekke’nin Galatasaray maçı için kurguladığı kadro tercihini saygıyla karşılıyorum.
Trabzonspor adına büyük umutlarla başlayan, “güvenilir” teknik direktör seçimi ve yüksek bütçeli transferlere rağmen fiyaskoyla sonuçlanmış bir lig hikayesi varken, Avrupa’ya giden tek yol kupa ise, her türlü eleştiriye karşın Fatih hoca son virajda doğru yapmış demektir. Sonuçlarına katlanmayı da düşünmüştür.
Rakip takım hocası Okan Buruk ise farklı duygular içindeydi. Neydi önceliği?..
Akyazı’dan asgari puanla ayrılıp, haftaya kendi evinde şampiyonluk kutlaması yapmak. Dolayısıyla rakip takım kadrosuna bakıp, tuzağa düşmemekti. Öğrencilerine “ne olursa olsun bu maçı kazanın” demediğine eminim.
Yakın geçmişte hatalı goller yediği gerekçesiyle protesto edilen ve ayrılma planı yapan Muslera’ya gelince. Ona kimsenin laf söyleme ve öğüt verme hakkı yok.
Maçın sıradanlaştığının düşünüldüğü bölümde önce Visca, sonra Mendy’nin gol vuruşlarında kalesine duvar ören Uruguaylı file bekçisi, hemen ardından Visca’nın tartışılan penaltı pozisyonundaki müdahalesinin doğuracağı riski, VAR’ın ofsayt kararıyla günah keçisi olmaktan kurtuldu. Devamını sorgulayayım; Avrupa’da yarı ofsayt sistemini henüz kavrayamayan hakemlerin ülkemizde VAR hakemliği yapması ve sonuçları MHK’nin karnesine yeter.
Bitmedi, uzatma dakikalarında Okay’ın kafa vuruşunda top üst direkten döndü, Arif’in şutunda yine Muslera sahneye çıktı.
Bölümün özeti; her yönüyle üstün, kaliteli, iş bitirici oyunculara sahip olan Galatasaray, bordo-mavili ekibin beklenmedik hamlelerini savuşturmakta zorlandı. Hücum tarafında eksik kaldı.
İkinci yarıda da aksiyon, tempo, pozisyon ile başladı. Galatasaray daha aktifti. 60. dakikadan sonra atakları yoğunlaştı. Peşi sıra gelen köşe atışlarında noktayı Abdülkerim koydu. Dört Trabzonsporlu oyuncunun arasından köşeye yaptığı kafa vuruşunun golle sonuçlanmasının nedeni, iki dakika içinde rakip savunmacıların nefesinin tükenmesiydi.
Tekke geriye düştükten sonra hem maçın sonucuna, hem Çarşamba gününe dair değişiklikler yaptı. Zubkov, Nwakaeme ve Banza’yı hücumcular olarak sahaya sürdü.
İki takım adına orta alanı geçmek kolaylaşırken, pozisyon sayıları artması, savunma güvenliğini yitiren Trabzonspor’u rakibin hücum gücüne boyun eğdirdi.
Okan hocanın takımı, bitirici darbeyi vurmak için doğru vakti bekledi ve yaptı.
Bu sezon “büyük” denilen rakiplerine karşı üstünlük kuramayan Trabzonspor’un Akyazı’da üzülmesi şaşırtmadı beni. Kimlere, hangi sıradan rakiplere yenilmedi ki bu sahada!
Sorun; Trabzonspor başkanı ve yönetiminin takım taraftarına ayrılan tribünden “şampiyon Galatasaray” tezahüratından rahatsız olup olmadığıdır!
Dün akşam Akyazı’da yaşanan atmosfer Gaziantep’de dört gün sonraki final için gözdağı ise...
Gastromoni kentinden kebap yiyerek dönmenin bedeli olacaktır elbette!
Bu fantazi olabilir. İnancım; Fatih Tekke ve Trabzonspor’un uzun yıllardır hasret kaldığı bir hikayeyi yazacağıdır.