22.06.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
Röportaj: Alp Ustaoğlu
Global anlamda tenisin en önemli fitness hocalarından birisi olarak kabul edilen Dario Novak, Tenis Eskrim Dağcılık Spor Kulübü’nün (TED) davetlisi olarak İstanbul’a geldi.
Stan Wawrinka, Elena Rybakina gibi pek çok şampiyon tenisçi ile çalışan Novak aynı zamanda parlak bir akademik kariyere sahip. Zagreb Üniversitesi’nin ardından Columbia ve Harvard Üniversitesi’nde bulunan Novak, halen Zagreb Üniversitesi’nde profesör olarak çalışmalarını devam ettiriyor. Sonuçta hem akademik teori hem de sahada uygulama konusunda uzman, çok özel bir spor adamı ile karşı karşıyayız.
Novak, TED Tenis Kulübü’nde bir hafta boyunca yoğun bir çalışma ve eğitim programı uyguladı. Burada bulunduğu süre içerisinde TED’in genel tenis ve spor ortamından da etkilenmişe benzeyen Novak, söyleşi sırasında oldukça heyecanlıydı.
"Burası spor cenneti"
- TED Tenis Kulübü’nde bir hafta geçirdiniz. Türkiye’deki tenis ortamı ile ilgili izlenimleriniz nelerdir?
"TED köklü ve gelenekleri olan bir spor kulübü ve gördüğüm kadarıyla bütün bu yılların tecrübesini insanlara aktarıp Türkiye’de tenisi ileri bir seviyeye taşımak istiyorlar. Burası adeta bir spor cenneti. Teniste iyi oyuncular yetiştirmek için kesinlikle iyi antrenörlere ihtiyaç vardır. Bu ana kurallardan birisi. Yüksek seviye antrenör sayısının artması doğru orantılı olarak o ülkede daha fazla oyuncunun ilk 100’de olması anlamına geliyor. Tenis eğitimi ve fitness artık tamamen bir bilime dönüşmüş durumda, ileri gidebilmek için buradan geri kalmamak gerekiyor. İtalya bu konuda Türkiye için iyi bir rol model olabilir. Son 10 yılda yaptıkları plan ve atılımla dünyanın en önemli tenis ülkelerinden birisi haline geldiler. Türkiye’nin büyük bir potansiyeli var, doğru planlama ile önümüzdeki dönemde daha fazla Türk oyuncu sıralamada üst sıralarda yer alabilir."
‘Tenis en zor branş’
- Futbolla karşılaştırdığımızda tenis fiziksel ve mental olarak daha zorlayıcı bir spor. Bu anlamda fitness için ‘tenisin kalbi tanımlaması’ doğru mu?
"Kesinlikle doğru, tenisin en zor sporlardan biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunu kendi sporum olduğu için söylemiyorum, elimizde bu tezi ispatlayacak veriler var. Örneğin futbolda sezon uzunluğu ve bir sezonda kaç maç oynayacağınız aşağı yukarı belirlidir. Ancak teniste bunu bilmek mümkün değil. Oyuncunun her hafta kaç maç oynayacağı ve kortta ne kadar zaman geçireceği belirsizdir. İşin fitness tarafında ise oyuncunun sürekli olarak hazır, hızlı, güçlü ve tam kapasite olarak kortta bulunması gerekiyor. Bu kadar belirsizlik içinde oyuncuyu sürekli hazır tutmak gerçekten zor. Ayrıca her hafta oynadığınız coğrafya, zemin hatta toplar bile değişiyor. Tenis bir takım sporu değil, buna bir de oyuncunun korttaki yalnızlığını eklediğiniz zaman işler daha da zor hale geliyor."
"Denge iyi kurulmalı"
- Oyuncuya az verirseniz yetmeyebilir, çok verirseniz sakatlanabilir, sürekli aktif bir takvimde bu dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
"Oyuncuya en erken yaşlardan bu yana yapılacak yüklemeler dengeli bir şekilde zamana yayılmalı. Örneğin erken yaşlarda çok yükleme yaparsanız oyuncu belki junior seviyesinde bazı kazanımlar elde edebilir, ancak sonrasında kesinlikle aşırı yüklemeden dolayı sorunlar yaşayacaktır. Teniste sporcuların kariyeri artık uzadı. Ben şu anda Stan Wawrinka ile çalışıyorum. Kendisi neredeyse 40 yaşında. 15 yaşında bir oyuncu düşünün, önünde 20-25 senesi olacak. Dengeyi kaçırırsanız, tenisçinin sonrasında tükenmesi kaçınılmaz olacaktır. Genellikle anlaşılamayan ve çoğu oyuncunun sorun yaşadığı nokta işte tam burasıdır. Tenisçinin yaşı ve çalışma seviyesi arasındaki denge mutlaka iyi bir şekilde kurulmalı."
"Stan Wawrinka bir rol model"
- Wawrinka ile beraber çalışıyorsunuz. İsviçreli oyuncu 39 yaşında, hala iyi ve rekabetçi seviyede tenis oynayabiliyor. Bu inanılmaz değil mi?
"Wawrinka harika bir oyuncu. Tabii ki bunun pek çok sebebi var. Öncelikle bahsettiğim gibi tenis için baskı yapmayan bir ailede büyümüş, tenisle hep pozitif bağlar kurmuş. Sonrasında oyuna olan tutkusu ve tabii ki fiziksel olarak sürekli olarak kendini hazır tutması Wawrinka’nın tenis kariyerinin uzun olmasını sağladı. Kendisi yeni jenerasyon için kesinlikle çok iyi bir rol model."
"En doğru zaman 6-8 yaş arası"
Tenise başlamak için 6-8 yaş arasının en iyi zaman olduğunun altını çizen Dario Novak, “Çocuğun 12 yaşına kadar tenisle beraber başka bir sporla ilgilenmesi ise kendisine kesinlikle yardımcı olacaktır” dedi.
- Tenise başlangıç için en doğru yaş nedir?
"Teniste uzmanlaşmak üzerine pek çok araştırmam var. Öncelikle çocukların tenise başlangıç için en doğru zamanlaması 6-8 yaş arası. Çocuğun 12 yaşına kadar tenisle beraber başka bir sporla ilgilenmesi ise kendisine kesinlikle yardımcı olacaktır. Eğer çocuk tenisle profesyonel olarak ilgilenmeye karar verirse, 12-15 yaş arasında bunun kararını vererek, sadece tenisin olduğu farklı bir yola girebilir.
Uzmanlaşmak kavramı da burada başlıyor. İlgilenmek ve uzmanlaşmak kavramları kesinlikle birbirinden ayrılmalı. 6-12 yaş arası çocuğun farklı sporlardan beslenme ve tecrübe biriktirme dönemi. Eğer çok küçük yaştan itibaren sadece tenise odaklanılırsa ileriki yaşlarda tükenme veya tenisten sıkılma gibi risklerle karşılaşma oranı da artıyor. Ailelerin yaptığı en büyük hata bu. Yavaş yavaş ilerleyerek, tenisle pozitif bağlar kurarak ve araya farklı sporlar da katarak ilerlemek en doğrusu zaten. 12 yaş sonrasında çocuğun sporlar arasında seçim yapmak için yeterli zamanı olacaktır."
- Bu noktada bir de teniste ‘kaybetme teoriniz’ devreye giriyor...
"Evet, teori çok basit, tenis kaybetmek üzerine kurgulanmış bir oyundur, çocuklara çok küçük yaştan itibaren bunu aşılamaya çalışıyoruz. Her hafta turnuva oynarsınız ancak tek bir şampiyon vardır, bazen bütün bir yıl tek turnuva kazanmadan geçebilir. Çeyrek final oynadığınız hafta belki şampiyonluk gelmez ama iki maç kazanıp bir maç kaybetmişsinizdir. İşte tüm bu akışın içindeki pozitiflere odaklanıp, oralardan olumlu bir şeyler devşirmeyi öğrenmeniz gerekir. Roger Federer veya Novak Djokovic gibi en büyüklerin kariyerlerine baktığınızda kazandıkları puan oranı % 54-55 civarındadır. Yani en iyisi olsanız bile puanların yarısını kaybediyorsunuz, bunu içselleştirebilen oyuncular kesinlikle daha ileri seviyelere ulaşıyorlar."
"Çeviklik, denge ve koordinasyon"
- Fitness için sürekli olarak ABC kavramının öneminden söz ediyorsunuz. Bu kavramı biraz açabilir misiniz?
"ABC’nin açılımı Agility Balance Coordination (Çeviklik-Denge-Koordinasyon). Bunlar temel kavramlardır ve özellikle genç oyuncular için her şeyin temelini oluştururlar. TED Tenis Kulübü’nde de bunu antrenörlerle uzun uzun tartıştık. Bu noktada ana prensip, bu kavramlarla ilgili adım adım uymanız gereken bir protokol vardır. Kortta çevik olmak gerekir, denge ise önemlidir, koordinasyon ise tüm bunları birbirine bağlar. Benim felsefem ve yöntemim bu değerler üzerine kuruludur. Bir oyuncu yetiştirmeyi ev inşa etmek gibi görebilirsiniz, eğer temeli sağlam olmazsa ev ileride çökebilir ya da hasar görebilir. O yüzden küçük yaştan başlayarak temeli sağlam oluşturmak durumundasınız."
"TED olarak tenisi kalkındırmak istiyoruz"
TED Tenis Kulübü 2. Başkanı Bekir Emre de kulüp olarak hedeflerini anlattı. Emre şu ifadeleri kullandı:
"TED olarak Türkiye’ye bir şeyler katmak ve Türk tenisini kalkındırmak istiyoruz. Bu anlamda en büyük eksikliğin olduğunu düşündüğümüz antrenör alanına katkı yapmak ve geliştirmek için ‘Tenisimizi Geliştirme Projesi’ adıyla bir proje oluşturduk. Proje kapsamında dünyanın en önemli tenis antrenörü ve antrenör koçlarından Simon Wheatley ve Federico Coppini’yi daha önce Türkiye’ye getirmiştik. Bu sefer de Dario Novak aramıza katıldı ve kendisi ile bir çalışma programı oluşturduk. Programdan tüm ekibimiz adına çok verimli ve efektif sonuçlar elde ettik. Bu çalışma tek seferlik değil, başta Dario olmak üzere bu üç isim önümüzdeki dönemlerde de periyodik olarak Türkiye’de bulunacak."