10.12.2017 - 08:55 | Son Güncellenme:
Hem Galatasaray camiası hem de Igor Tudor adına belki de bu sezonun en kritik maçıydı.Akhisar kağıt üstünde çantada keklik gibi görünse de, sarı-kırmızılıların içinde bulunduğu garip durum, o kekliği Ege Atmacası’na çevirmişti. İlk 45 dakikada gelen iki gol, Akhisar’ı erken havaya sokup, Tudor’u İstanbul dışına göndermiş gibi olsa da; devre arası dopingi ve elbette büyük takım kimliği ikinci yarıda maçı Galatasaray’a çevirmeye yetti.2-0 geriden gelip, maçı 4-2 kazanmak doğrusu her babayiğidin harcı değildir.Bu sonuç, sıkıntılı süreçte Tudor’u ipten almış, beraat noktasına taşımıştır. Aynı zamanda ligin devre arasına kadar Dursun Özbek ve yönetimine kredi sağlamış ve o kredinin karşılığında da mutlak bir sol bek transferi olduğunu şart koşmuştur. Kısacası dün Galatasaray 45 dakikalık performansıyla, bir sezonun ilk devresini kurtarmıştır.Maçın hakemi Ümit Öztürk’ün sonuca mutlak tesir ettiğini vurgulayıp öne çıkan aktörlere değinelim...Başrol kesinlikle Galatasaray taraftarınındır. Tudor’a, oynamayan bazı yıldızlara, tepki koydukları yönetime rağmen yine tribündeydiler, 2-0 gerideyken bile umut yüklüydüler. Pozitif enerjileriyle maçın kazanılmasında büyük rol oynadılar.Fernando Muslera: Her hafta daha kötü oynuyor. Asla Avrupa’nın en iyi beş kalecisinden biri değil. Performansı bu kadar kötü ama buna karşın çok yüksek ücret alan ilk beş kaleciden biri derseniz; ona varım. Çekirge üç sıçrar, Muslera üçüncü sıçrayışını yaptı. Bundan sonra Galatasaray’ın başına büyük bir iş açacak, umarım Tudor bunun farkındadır.Igor Tudor: Teknik adam becerisi, oyun okuma ve asıl önemlisi rakip analizi konularında bir kez daha kötü not aldı. Görünen o ki yakında sınıfta kalacak. Akhisar gibi bir rakibin karşısına Rodrigues’siz bir 11 ile çıkmak tam anlamıyla teknik adam beceriksizliğidir. 2-0’dan 4-2’ye gelmekte Hırvat teknik adamın katkısı en fazla olsa olsa 100 üzerinden 1’dir.Ümit Öztürk: Eğer Türk hakemliğinin geleceği Ümit Öztürk ve onun gibilere bağlıysa yazık, çok yazık... Büyük bir eyyamcı ve pozisyon süzmekte son derece beceriksiz bir hakem izledik. Ege ekibi aleyhine çıkan kırmızı kartın futbol oyun kurallarında yeri yok; voleybol ve basketbolda bile yok... Lopes’in Yasin’e faulü söz konusu değil. Üstüne bir de kırmızı kart gösteriyorsun.Bir de Henrique’nin sakatlanıp çıktığı pozisyona bakalım. Serdar Aziz’in yaptığı hareket net bir kırmızı kart... Pozisyon gözünün önünde ama cesaret nerede? Gomis’in kartı da çok ağır. Olsa olsa itiş kakıştan sarı kart verirsin ama onu görecek beceri ve yetenek yok.Okan Buruk’un niye atıldığını, Buruk atılırken sürekli hakeme itiraz edip çizgi ihlali yapan Tudor’un neden ceza almadığını da anlamak mümkün değil...Ama şu da bir gerçek; yıldızlarıyla fark yaratan Galatasaray, hala şampiyonluğun çok önemli adayıdır.
BU maça G.Saraylı futbolcular değil hakem Ümit Öztürk imzasını attı. Bu maçı G.Saray’a kendi futbolcuları değil hakem Ümit Öztürk kazandırdı. Bu maç sonrası Igor Tudor, G.Saray’da kalmaya devam edecekse bunu hakem Ümit Öztürk sayesinde elde etti. Feghouli, Yasin kırmızı kart görmediyse bu da hakem Ümit Öztürk’ün sayesinde oldu.KİMSE bana, “Ne konuşuyorsun, G.Saray 0-2’den 4-2 maçı döndürdü” demesin. 43’te Miguel Lopes’in Yasin’e normal müdahalesi var ve genç hakem Ümit Öztürk çok ayıp, adaletsiz ve skandal bir kararla Lopes’i attı ve işte bu dakikada maçın tüm seyri değişti.SONRASINDA da benzer skandal kararlar devam etti. Sarı kartlı Feghouli 60’ta kaleciye net faulü var ve kart yok. Yine sarı kartlı Yasin 83’te penaltı için kendini yere bırakıyor ve yine kart yok. Ama Olcan Adın, Serdar’a dokununca kart var. Sissoko’ya kart neden çıktı kimse anlamış değil. Okan Buruk kararlara itiraz edince oyundan atılıyor. Ayıp be. Tamam İstanbul takımlarını, ev sahibi takımı kollayın da bu kadar kör göze parmak sokmayın be hakem kardeşlerim.İKİNCİ yarıdaki G.Saray’ın enerjisini, hırsını, rakibe 3-4 adamla basmasını, pozitif görüntüsünü de sonuna kadar alkışlıyorum.MAÇIN bir başka kırılma anı da, elbette ilk 11’de olması gereken Garry Rodrigues’in 2. yarı oyuna dahil olmasıyla birlikte Akhisar’ın skoru koruma çabası içine girmesini söyleyebiliriz. Paulo Henrique sakatlanıp çıkmasa yine G.Saray zor kazanırdı.GOMIS 3 MAÇLA ÖDER!EVET 2. yarı büyük coşku ve heyecan vardı. G.Saraylı futbolcular da inandı, koştu ve 4 gol attı ama ben yine de hakem Ümit Öztürk’ün ölümcül hatalarının maçı sarı-kırmızılı takıma kazandırdığını düşünüyorum. Maçın en iyisi Serdar Aziz, Ndiaye, Feghouli, en kötüsü ise galibiyet golünü atmasına rağmen yine Belhanda idi. Gomis güzel bir gol attı ama Mustafa Yumlu’ya attığı yumruğun bedelini en az 3 maçla öder. İşte o yokken G.Saray çok zorlanacaktır. Ama Eren de görüldü ki iyi form tutmuş. Yani Gomis’i aratacağını düşünmüyorum.
Galatasaray daha iyi futbol oynamalı... Bu kadro iyi oyunculardan kuruldu. Hepsi de çok yüksek paralar alıyorlar. Öyleyse, futbolun bütün güzelliklerini bilhassa kendi taraftarı önünde ortaya koymaları gerekir.İlk yarı Akhisar’ın 2-0 üstünlüğüyle bitti. Böyle bir skoru hiç kimse içine sindiremez. Galatasaraylı futbolculara sormak lazım. 43. dakikada Lopes atılmasa, ne olacaktı bu maç? Nasıl dönecekti?Önce taraftar oyuncuyu gözünde ilahlaştırmayacak. Bu kim olursa olsun... Geçen hafta Muslera, Beşiktaş derbisinde hata yaptı, ‘olabilir’ dedik. Dün gece ilk golde de iyi gününde bir Muslera ‘bırak’ derdi, o topu tutardı. Tamam ilk golü de geçelim ama ikinci golde böyle tecrübeli bir kaleci o hatayı nasıl yapar aklım ermiyor.Belhanda’ya bakıyorsunuz, 10 numara demek takımın beyni demek. Gol attı, buna bir şey söylemiyorum. Ama maçın geneline baktığınızda oyunun içinde yok. Bu olmamalı.Herkes aklını başına toplamalı. Teknik direktör tartışılabilir, fakat futbolcu çıkıp vazifesini yapmalı.Gomis oyundan atılıyor. Belki hakem ağır bir karar vermiş olabilir. Peki sen neden dikkatli olmuyorsun?Demek ki bu takımda otorite eksikliği var. Kendi sahanda bu kadar üst üste hatalar yaparsan, deplasmanda nasıl maç kazanacaksın?İkinci yarıdaki dönüş muhteşemdi, buna bir eleştirim yok. İki farklı yenilgiden, demorolize olduktan sonra sahadan üç puanla ayrılmak kolay bir iş değil...Ama ne olursa olsun, Galatasaray iyi futbol oynamıyor. Mariano, bir depar attı sakatlandı. Ya kendine bakmıyorsun, ya bizim bilmediğimiz bir sorun var. Gençlerbirliği maçından beri sahada yoksun.Sol beke geçersek kesinlikle Galatasaray’ın bu bölgeye bir oyuncuya ihtiyacı var. Ne Linnes, ne Latovlevici bu takımın beki değil. Arkalarına çok top kaçırıyorlar.Tribünde 30 bin taraftar var... Müthiş bir coşku yaratmışlar. Daha iyi bir mücadele ve futbol izlemeli. Çok büyük yıldız dediğiniz futbolcular öyle pas hataları yapıyorlar ki hiç yakışmıyor.Feghouli ve Fernando, Galatasaray’ın bu sezonki en iyi transferleri. Bilhassa Feghouli, hücumda gol vuruşlarını yapan müthiş bir oyuncu... Sonuçta öyle bir galibiyet oldu ki Tudor’u, yönetimi, futbolcuları hepsini ipten aldı.
Bu maç için çok şey yazılır...Yazılır yazılmasına da, yazılacak hiçbir şey eğer gerekli müdahale yapılmazsa, Galatasaray’ın şampiyonluk yolundaki o treni kaçırmak üzere olduğu gerçeğini değiştirmez!İlk yarıda biri Maicon’la kendi kalesine, ikincisi de Muslera’nın büyük hatası ile yenilen jeneriklik golle 10 kişilik Akhisar karşında devreyi 2-0 geride bitiren Galatasaray’ın, ikinci devrenin hemen başında üst üste bulduğu 2 golle eşitliği sağlayıp, sonra da 10 kişi kaldıkları maçı 4-2’lik sonuçla tamamlaması, Tudor’un çekirge gibi zıplayarak ömrünü biraz daha uzatır, o kadar... Eğer görmesini bilen gözler şu maçın Tudor’la değil de, tribünleri dolduran o müthiş taraftarın desteği sayesinde döndüğünü farketmezse, sonuç yine hüsran olur.Maçın başına dönersek...Öyle bir Galatasaray vardı ki sahada, sanki şampiyonluk için değil de, halı sahada karşı mahalle ile maç oynamaya gelmiş gibiydiler.... İnsan 3-0 yenildiği bir derbi maçından sonra kendi evinde ve seyircisi önünde bir reaksiyon göstermeye çalışır değil mi? Ama nerede bunu yapacak takım, nerede onu yaptıracak hoca? Hani bu oyuncuların çoğunu sezon başında Tudor’un aldırdığını bilmesem, ‘Yoksa bunlar Tudor’u göndermek için mi böyle oynuyorlar? Resmen adamı sabote ediyorlar’ diyeceğim yani, o derece kötüler.Devre arası ‘Tudor istifa’ ve ‘İmparator Fatih Terim’ tezahüratları ile geçen bir 15 dakika ‘Yönetim istifa’ sesleri ile son bulurken, Tudor soyunma odasında gözünü karartmış olacak ki Maicon - Rodrigues değişikliği ile ikinci yarıya başlayarak, 10 kişi kalan Akhisar karşısında son kozunu oynuyor. O, bu hamlesi ile kendisinden pek beklemesem de yapması gereken hamleyi yapıyor yapmasına da, maçı bence o değil, adeta sahaya inerek futbolcuları itekleyen o büyük seyirci kazandırıyor.Bu arada Mustafa Yumlu’nun yüzüne vuran Gomis’in liderlik özelliğine hiç yakışmayacak sorumsuzluğunu da es geçmeyelim! Sahada 10’a 10 kalan Galatasaray’ın pozisyon üstüne pozisyon verdiği dakikalarda, her zaman hakkını verdiğimiz Muslera’nın o gereksiz laubaliliğini de!Neyse ki uzatmalarda stadı dolduran herkes kalp krizi tehlikesi geçirirken Feghouli sahneye çıkıyor da skoru ilan edip herkese derin bir nefes aldırıyor. Tudor bu hafta da bu sonuçla tıpkı bir çekirge gibi zıplıyor zıplamasına ama maçın sonunda futboldan anlayan seyirciler yaptıkları tezahüratla faturayı yine ona ve onu bu takımın başında tutan asıl zihniyete kesiyor....
2-0 iken Fatih Terim, 4-2 bitti şampiyon G.saray! Vallahi bu G.Saray adamı kalpten öldürür. Tarihi bir geri dönüşe imza attı ama aklımda bir çok soru var.1-Tudor bu takımın teknik direktörü olamaz ve gönderilmeli.2-Muslera dinlendirilmeli3-Gomis için federasyona acilen başvurulmalı. HAKEM gerçekten kırmızı kartlar başta olmak üzere çok büyük bir fiyaskoydu. Makarna üstü pilav isteyen Mustafa Yumlu’ya inanamıyorum. Kendini Oscarlık yere attı! Ben ekranda izlerken sandım ki ağzı yüzü dağıldı! Bence sahtekarlığın bile bir sınırı olması lazım. MAÇIN 2. yarısında Feghouli, Fernando ve Ndiaye geri dönüşün mimarlarıydı. Ama ilk yarıda hepsi de rezildi. Kaç maçtır Muslera’nın geri viteste olduğunu, konsantrasyonunun düşük olduğunu görüyoruz ve söylüyoruz. TEK GÜZEL ŞEY...IGOR Tudor bir çare bulur mu diye düyünüyorum ama bu Tudor bir şeye çare olamaz! Ne yazık ki her işi çözmeye çalışan başkan Dursun Özbek buna da müdahale etmeli. Ben meslek hayatımda G.Saray’ın Avrupa maçları dahil olmak üzere Orduspor, Mersin İY, Real Madrid, Milan gibi maçlardaki geri dönüşlerini yaşamış biri olarak dün geceki kadar gerildiğimi hatırlamıyorum. Çünkü G.Saray bireysel olarak çok iyi ama takım olarak ne yazık ki bu ritmi üst noktaya çıkaramıyor. İŞİN özü 6 gol, 2 kırmızı kart sayamadığım kadar sarı ve hakemin rezil bir yönetimi. Tek güzel şey G.Saray’ın galibiyeti.
40 yıldır bu işin içindeyim, dün gece Seyrantepe'de anlam veremediğim, çözemediğim tuhaf şeyler yaşadık. Aslında tuhaf şeyler, futbolun cilvesi de olabilir ama Akhisar ikinci yarı adeta maçı G.Saray'a hediye ediverdi. Hem de 5 dakikada.Bir şey ima etmek istediğimi düşünmeyin ama bazı şeyler çok tuhaf geliyor.Akhisar golü buluyor, devre biterken tartışmalı bir kırmızı kartla 10 kişi kalıyorla,r santra sonrası Muslera 12 yaşında bir kalecinin bile yapmayacağı bir hatayla önde yakalanıp golü yiyo.r İkinci yarı Akhisarlı oyuncularda bir durgunluk var.Kaleci Lukac'da da öyle. Fernando 25 metreden vuruyor, kalecinin önü açık, topu sürdükten sonra üstelik vuruyor. Ama Lukac sağına yatmıyor bile. Santra yapılıyor, birkaç dakika sonra yine benzeri bir gol. Maç birden 2-2 oluyor. Bu arada kenarda bulunan Okan Buruk, ortam çok sakinken, hiçbir itiraz gerektirecek pozisyon yokken birden oyundan atılıyor. İlerleyen dakikalarda sağdan Denayer geliyor, topun çizgiyi terk etmediği çok açık ama bütün Akhisar defansı duruyo.r Tam tabiriyle duruyorlar ve gol geliyor. Dedim ya tuhaflıklar devam ediyor...Hemen akabinde de Gomis oyundan atılıyor.Gomis'in, Mustafa Yumlu'ya yaptığı hiçbir şey yok. Üstelik itip kakan yine Mustafa Yumlu. Gomis de onu itiyor, yardımcı hakem Gomis'i oyundan attırıyor.Dün gece G.Saray'ın kazanması gerekiyordu, kazandı. Asla Akhisar'a bir imada bulunmak istemiyorum ama Akhisar'ın ikinci yarıda yaptığı şeyler, 40 yıllık futbol dağarcığımda yerini bulmuyor. Çok şey gördüm ama dün geceki gibi bir ikinci yarı 45 dakikası hayatta izlemedim.Gelelim hakeme...Onda da bir tuhaflık vardı.İlk yarının son dakikasında Akhisarlı oyuncuya gösterdiği kırmızı kart bence ağır. Tamam, Yasin'in önüne elini koyuyor ama bir maçta böyle çok pozisyon var. Gomis'e verdiği kırmızı kart ise kesinlikle yanlış karar. Dedim ya, dün gece Seyrantepe'de çözemediğim, belki de ileride çözebileceğim şeyler yaşandı.
Galatasaray 2-0'dan maçı 4-2'ye çevirirken oyun olarak muhteşem işler yapmadı ama işte büyük kulüp farkı diye bir şey var. Büyük kulüpler taraftarlarıyla büyüktür.Maçı çeviriyorsunuz.Deplasmanda zor çevirirsiniz, 7 bin kişi olsa da zor olur. Şartlar, tecrübem, koku, tarz bu maçın 2-0 değil, böyle bir skorla biteceğini gösteriyordu.Buna hemen hemen emindim.Bireysel performanslar maçın çok çok önüne geçti.Muslera'nın kötü performansı.Hakemin verdiği iki kritik kırmızı kart...Gomis'e gösterilen kırmızı kart da haksız. Mustafa Yumlu'yla karşılıklı sarı kart olmalıydı. Ümit Öztürk'ün en iyi kararı ise son golde oynatmasıydı.Galatasaray'ın dönüşünde risk alınmalıydı, aldı.3'lüye döndü.Kazanan haklıdır.Akhisar için 11'e 10 kalmak kolay bir olay değil. Oyunun sonları da Galatasaray için kolay bitmedi.Belhanda da Feghouli de ikinci yarıda daha fazla top aldı, alan da bulmaya başladılar, oyuna ısındılar ve ilk yarıya göre çok daha iyiydiler.11'e 11 olsa bu dönüş daha zor olurdu. Gomis'in yanına Eren de gelebilirdi. Bayağı tuhaf şeyler oldu maçta.Fernando Galatasaray kariyerindeki ilk golünü attı. Antrenör için de zor bir müsabakaydı.Baskı altında... 5 yemişsin, 3 yemişsin. Kendi sahanda sadece bir beraberlik almışsın, ligi uzun süre forse etmişsin ama olmaz. Doğal bir baskı olur Galatasaray'da. Tribünler de İmparator Fatih Terim diye bağırır. Lucescu'yla şampiyon oldu Galatasaray, Fatih hoca göreve geldi. Taraftarın beklentisi yanlış değil. Bu gölge hep olacak. Yarın kaybetse yine tartışılır Tudor... Bu kadar kaosun içinde en azından iki İstanbul maçında 8 gol yemesine rağmen aradaki iki maçı kazanarak tutundu.Galatasaray taraftarını da ayrıca kutlarım, böylesi bir travma sonrası maça geldiler.Maicon kendi kalesine atıyor. Muslera Türkiye'ye gelmiş en büyük kalecilerden birisi ama formsuz.Derhal toparlanmalı.Bu sezonki performansı iyi değil. Sezon başından beri soru işareti olan Ndiaye'ye bayıldım dün. Normalde çok beğenmem. Hücumda da savunmada da Ndiaye'dir. 3 kişilik oynuyor, müthiş bir temposu var. Yasin de çok koşuyor ama Ndiaye'nin koşuları etkiliydi. Maçın adamı o.