Sergen Yalçın'ın Beşiktaş teknik direktörü olduğu gün yaptığım, 'Viyana müzik ekolünde Mozart, Beşiktaş futbol ekolünde Sergen Yalçın' yorumumu 'duygusallık' boyutunda eleştirenlere gerçekten de saygım var çünkü herkes benimle aynı şeyi hissetmek zorunda değil. Mozart müziğe, Sergen Yalçın futbola karşı aşırı yetenekliydi. İkisi de çok genç yaşta çok iyi hocaların tedrisatından geçtiler. Çocuk yaştaki Sergen’i keşfedip geliştiren hocaların hocası Serpil Hamdi Tüzün’dü: Lig şampiyonluğunda olduğu gibi kupa finalinde de Sergen Yalçın, parlak kariyerini en çok etkileyen üç büyük teknik direktörlük harikasının eserlerini sentezleyerek 2021 model güncellemesi versiyonunu oynattı da başardı.
Tüzün hoca, hep bireysel yeteneklerin toplamından daha yetenekli bir takım oluşturmanın belirleyiciliğine inanırdı, o felsefe ile Türkiye’ye futboldaki ilk evrensel başarısını 1994’teki Avrupa Gençler Şampiyonası’nda getirdi. Gordon Milne, üst üste 3 kez Beşiktaş’ı şampiyonluğa taşırken oyunu savunma-hücum diye kalın çizgilerle ikiye ayırmaz ikisi arası geçişlerin asıl belirleyici olduğu oyun yapısını futbol ideolojisi olarak belirlerdi. Özel yetenek futbolcu Sergen’den son maksimum verimi alan 'total kontrol'cü Lucescu da teknik direktör Sergen Yalçın’ın Rosier-Josef-Ghezzal-Aboubakar ve diğer talebelerinden aldığı üstün verimin ilham kaynaklarından. Sergen'in hakkı Sergen'e...Kimse benim gibi düşünmek zorunda da değil ama herkes düşünmek zorunda: Sezon başı Beşiktaş’ın ilk 5’e dahi giremeyeceğini iddia edip çifte kupa başarısını takdir edenlere sakın kızmayın, onlar objektif şekilde Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim etmek deyimindeki gibi Sergen’in hakkını Sergen’e teslim ediyorlar!
Şampiyon olmasına oldu ama kim bilir ne kadar 'yorgun'du Beşiktaş? Bu maçı bu parametreyi düşünmeden planlamak mümkün değildi elbet. Bir yanda şampiyonluğun rehaveti ve bitkin düşmüş bedenler diğer tarafta dinlenmiş ve 'taktisyen bilinen hoca'nın takımı... İlk devre boyunca topu kullanmış olsa da durgun görünen Antalya yediği gollerin ardından reaksiyon gösteremedikçe, 'Acaba onlar Beşiktaş'tan daha mı yorgun?' diye düşünmeden edemedim. Evet, Beşiktaş bildiğini oynadı ve kazandı. İlk devre boyunca bir yandan da şunu düşündüm; "Galatasaray ve Karagümrük maçlarına Atiba/Josef/Necip ile başlasa iki kaybı yaşamayıp Göztepe maçına şampiyon çıkar mıydı?" Neden mi bu soruyu sordum? Rosier golü kimden ve nasıl başladı bir izleyin. 'Necip neler yaptı ve daha neler yapabilirdi'ye daha iyi örnek olamazdı!..
Maçın en ilginç anlarından biri de Ghezzal'ın uzun mesafeli pasında Atiba topu kontrol edip vuruşunda direğe takılırken Antalya stoperleri ne yapıyordu acaba? Soru şundan önemli... Bizleri 'Takım savunmasını oturtmaya çalışıyoruz' diye oyalayan hocaların çok da ciddi şeyler çalışmadığını göstermesi açısından!... Antalya kolunu kaldıracak gibi görünmeyince Necip/Töre değişikliğini yapan Sergen Yalçın sezon boyu verdiği, 'Kupayı da oynayarak kazanmak istiyoruz' mesajını bir kez daha gönderdi sahaya...
Sergen Yalçın yönetimindeki Beşiktaş, dar ama verimli kullanılan kadrosuyla aynı statta üç gün arayla iki kupa birden kaldırdı. Takdir etmeyip de ne yapar insan? Bu darlıkta, bu bütçeyle, bu kadar problem ve küresel güçlük içinde Beşiktaş'ın yaptıkları futbolun bizim ülkede böyle de organize edilebileceğini göstermesi açısından da özel bir örnek oluşturdu. Pandemi sona erse de yaşayamadığı bir çok şey gibi şu kupaları da dostlarıyla doyasıya yaşasa insanlar...
Fenerbahçe ve Galatasaray'ın başlangıcında favori gösterildiği bir sezonu Beşiktaş'ın çifte kupayla kapatması tarihi bir bir olay. Üstelik bir sezonda üç kupa almaya, Süper Kupa'yı da müzesine götürmeye aday… Beşiktaş, Antalya karşısında Ziraat Türkiye Kupası'nı, Süper Lig şampiyonluğu gibi İzmir Gürsel Aksel Stadı'nda aldı. Kolay değil 3 gün önce Süper Lig şampiyonu olup, ciddi bir duygu dalgalanması yaşamasına rağmen Antalya karşısında hiçbir motivasyon kaybı yaşamadı.Siyah-beyazlı kulüp ve Sergen Yalçın kupayı hiç ötelemedi, tam tersine önemsedi. Bu duygu onu finale, dün de kupaya ulaştırdı.Taraftarına çifte kupa ile adeta çifte bayram yaşattı.Dün sadece ilk yarı golleri atan Josef de Souza ve Rosier değil bütün takım final yükünü paylaştı.
Ligde son 1-2 hafta hariç oyun formatı daha çok kontrollü oyun ve beraberlik üzerine kurulu olan Antalyaspor, bu gollere, oyun geliştirmekte ve cevap vermekte zorlandı. Ersun Yanal'ın talebelerinden yorgun ve doygun Beşiktaş'a karşı daha sert ve etkili mücadele bekliyordum. Ancak sahada göremedim.Antalya seyircisinin bir açık-bir kapalı durumdan dolayı oluşan seyirci dengesizliği nedeniyle maç boyunca "eşitlik vurgusuyla" tepkileri ve protokolde de hissedilen gerginlikler vardı.İki kupa tek şampiyon Beşiktaş'ın bu muazzam başarısını daha değerli kılan iki olay vardı...Neredeyse 1.5 takımla, 1.5 katı daha büyük bütçeli rakiplerine karşı gösterdikleri başarı. Üstelik güçlü oyun üstünlüğü ve "hak etti" alkışlarının arasında.Helal olsun Sergen Yalçın ve takımı. Tebrikler çift kupalı Beşiktaş….
https://www.misli.com/?ref=1026&utm_source=dp-milliyetskorer&utm_medium=cpa&utm_campaign=uye-iddaa-100tl&utm_content=haber