Gökhan Türe

Gökhan Türe

gture@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Basketbolun da bazen ‘acımasız’ bir spor dalı olabildiği gerçeği Büyük Britanya’nın yüzüne adeta bir tokat gibi vurdu dün...
Şanssızlıkları, ‘yeni oluşum’ ile birlikte ‘sakatlık girdabına’ kapılıp, üst üste gelen yenilgilerle moral motivasyonunu da kaybeden, yani bir anlamda ‘yaralı aslana dönüşen’ 12 Dev Adam’ın karşısına işte böyle kötü bir zamanda çıkmış olmalarıydı...
Üstüne üstlük, tıpkı bizimkiler gibi, üç de önemli sakatları vardı, ama yerine koyacak yenileri de yoktu... Sigorta bedeli ödenmediği için Chicago Bulls’un vize vermediği NBA’li yıldızları Luol Deng ‘evde kalmış’, yegane ‘adam gibi’ pivotları Andrew Betts de Konya’ya sakatlığı nedeniyle gelmemişti... Her neyse, kısa keselim... Bizimkiler de ‘radikal bir hareketle’ Mehmet Okur, Kaya Peker, İbrahim Kutluay, Serkan Erdoğan, Ermal Kurtoğlu gibi aslarından yoksun başladığı hazırlık maratonunda Ömer Aşık, Ömer Onan ve Semih Erden’i sakatlığa kurban vermişti... Yani kağıt üzerinde şartlar eşitti; ama sıklet hâlâ çok farklıydı...
Devler hem skora, hem de galibiyete aç, hem de kendi seyircisi önünde moral bulmaya “delicesine“ istekliydi...
İşte dün 12 Dev Adam ile eski adıyla İngiltere, yeni adıyla Büyük Britanya’nın, üçüncü çeyrekten itibaren “kedi-fare“ oyununa dönüşen mücadelesinin, yani 24 sayılık farkın temeli yukarıdaki detaylara dayanıyordu...
Devler, Britanyalı atletik siyahilerin ilk çeyrekteki direnişinin ardından, rakibinin atamadığı, daha doğrusu “isabet yetisi olmadığı” (1/10) o üç sayılık basketlerden 12 tanesini, yani 36 sayıyı bulup, pota altımızdaki o koca deliği bir anda yamadılar.
Dünkü oyunun en güzel yanı, Sinan’ın üst üste vurduğu nefis smaçlardı. Ayrıca Hidayet’in performansı da iyiydi. Takımın dibe vuran moralini yeniden kazanması, şutların eskiye oranla daha isabetli olması ise sevindiriciydi; hepsi o kadar...