Luis Enrique, 2015 yılında Barcelona ile Şampiyonlar Ligi’ni kazandığında, çokbilmişler, “Messi, Neymar, Suarez ile babam da kazanır” demişlerdi. Luis Enrique’nin intikamı 10 yıl sonra Paris Saint Germain’in süper yıldızı Mbappe’nin gidişinin ardından geldi.
Art arda 3 Premier Lig takımını eleyen PSG’nin karşısında son 3 yılda ikinci finalini oynayan Inter vardı. Ancak Simone Inzaghi’nin öğrencileri, maç boyunca rakibi tehdit edebilecek herhangi bir organizasyona imza atamadılar.
PSG’nin rakibe aman vermeyen presi, Inter hücumlarının daha son noktaya gelmeden erimesini sağladı. İlk yarıda Inter sol kanadı çöktü. Di Marco, Doue, Hakimi ve Dembele’nin vızır vızır geçtiği bir otoban haline geldi. Arka arkaya gelen iki gol, PSG için zaferin habercisiydi.
Devre arasından çıkıldığında değişen tek şey, PSG ataklarının yönüydü. Vitinha, Fabian Ruiz ve Joao Neves’ten oluşan orta saha, Xavi-Iniesta-Busquets üçlüsünün yeniden sahalara dönüşü gibiydi. Dakikalar ilerledikçe PSG büyüdü, Inter teslim oldu.
Kvara’nın ocak ayında takıma katılışı, yapbozun son parçasını da Luis Enrique’nin eline verdi. Öyle güzel futbol oynayan bir takım haline geldiler ki, genelde, “Para babaları” diyerek onlara olumsuz bakanlara bile kendilerini hayran bıraktırdılar.
Sportif direktör Luis Campos ile Luis Enrique’nin işbirliği, Avrupa’nın entire takımını oluşturdu. Dün gece bu takım, Inter gibi sağlam bir takıma nefes aldırmadı ve farka gitti.
Dünyanın en iyi sağ bek-sol bek kombinasyonlarından birini oluşturan Hakimi ve Nuno Mendes’i, başarılı bir sezon geçiren ve zaman zaman kenardan gelerek destek veren Barcola ama hepsinden önemlisi, kaleci Donnarumma’yı unutmayalım. PSG sonuna kadar hak ederek Avrupa’nın en büyüğü oldu.