Yeğenimin düğünü için Çeşme’ye geldim. Şansıma rüzgâr, fırtına Çeşme’yi sallıyor. Sakin bir koy ararken, yolum Aya Yorgi Koyu Marrakesh Beach’e düştü. İyiki de düşmüş. Büyük takımlardaki bütün futbolcular sanki sözleşmiş gibi hepsi burada... Akşam bir voleybol maçı yaptılar, sanki Fenerbahçe-Galatasaray derbisi gibi. Arda Turan, Necati Ateş, Gökhan Gönül, Selçuk Şahin, Burak Yılmaz, Servet Çetin, Selçuk İnan, Yekta Güngör, İbrahim Toraman ve Sabri Sarıoğlu karşı karşıyaydı. Mükemmel bir maç oldu. İnanın Şükrü Saracoğlu Stadı’ndaki Fenerbahçe-Galatasaray derbileri gibi heyecanlı ve güzeldi.
Bütün hepsi, saha dışında çok iyi dostlar. Selçuk İnan’la sohbet ederken, Arda Turan yanıma gelip, “Osman Ağabey, ben Galatasaray’dan ayrıldım. Ama Selçuk adam gibi adam. Benden daha iyi bir oyuncu” diyebiliyor. Konu Emre Belözoğlu’ndan açıldığı zaman, tecrübeli isme övgüler yağdırıyor. Arda, Atletico Madrid’in çok büyük bir transfer yaptığını, Emre’nin mükemmel bir futbolcu olduğunu ve İspanya’yı ayağa kaldıracağını söylüyor.
Burak Yılmaz’a ise transferini sorduğumda, “Lazio’yla daha anlaşmadım. Sorunlar var” dedi. Biraz derine indiğimde, İtalya kapısı kapanırsa, aklının Galatasaray’a kaydığını rahatlıkla anlayabildim. Ama bu transfer için herhalde Trabzonspor’dan çekiniyor. Fakat, Galatasaray’ın da bonservisi için 7 milyon euro önerdiğini öğrendim. Bu da bence çok iyi bir para...
Servet Çetin ise Almanya’dan haber bekliyor. Ama Eskişehir veya Kasımpaşa ile de her an imza atabileceğini söyledi.
Stresli bir sezondan sonra futbolcuların tatilin, denizin tadını çıkarmaları gerçekten çok güzel.
Saygı duymak lazım
Fenerbahçe çok büyük bir camia olduğunu bir kez daha herkese gösterdi. Kolay bir şey değildi. 3 Temmuz’dan beri çok büyük savaş veriyorlar. Taraftarı, yönetimi, futbolcuları hepsi bu savaşa katıldı.
Bana göre de çok başarılı oldular ve kendilerini hiç kimsenin yıkamayacağını cümle aleme gösteriler. Şimdi bunun meyvalarını toplamaya başladılar. İlk sevindirici haber UEFA’den geldi. Şampiyonlar Ligi’nde iki ön elemeyi kazanırlarsa, o büyük ligde mücadele edecekler. Transferler tek tek kulağıma geliyor. Önce Kuyt ve Hasan Ali gibi iki büyük yıldızın ardından, birçok yıldız konuşuluyor. En iyilerini de alacaklar. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Çeşme’de Gökhan ve Selçuk, “Başkanımız da bir cezaevinden kurtulsun, o zaman siz Fenerbahçe’yi seyredin” diyerek seviniyorlar.
Transferler bitmeli
Geçen sezonun şampiyonu Galatasaray. Bunu da, bir sezon önce ligi 8. bitiren bir takım olarak, hak ederek kazandı. Şimdi Başkan Ünal Aysal, “Çıtayı yükselteceğiz” diyor. Doğrusu da bu.
Ama nasıl olacak, orasını kimse bilmiyor. Geçen sezon bu takımın kadrosunda yer alan Melo, Necati ve Sabri ile şu ana kadar anlaşma yapılmadı. Kulağıma gelenlere göre hepsinden fiyatlarına indirime gitmeleri isteniyor. Hamit için ise Galatasaray forması giymek ayrıcalık. Fedakârlık yapması gerektiğini söylüyorlar.
Fakat bir şeyin farkında değiller. Futbolcu, para kazanmak için mücadele ediyor. Oyuncudan fedakârlık bekleme devri bitmiştir. O eskidendi. Sen yönetim olarak büyük düşünüyorsan Melo’yu, Hamit’i, Necati’yi, Sabri’yi üzmeden bu transferleri bitirmen gerekir. İşte Fenerbahçe bunu yapıyor.