Devler Ligi’nde oynanan futbol farklı. Tempo olarak, güç olarak, fizik olarak, futbolcu kaliten çok iyi değilse başarılı olman çok zor.
Fatih hoca elindeki kadroyla, hırsıyla Galatasaray’ı bu ligde bir yerlere getirmek istiyor. Hedeflerini de buna göre belirliyor. Schalke maçını gördükten sonra gerçekten gözüm çok korktu. Güya bu Schalke kötü bir sezon geçiriyormuş. Demek ki iyi olsa durumu siz hesap edin.
Bu ligde başarılı olmak için iyi bir jenerasyon yaratman lazım. Yabancıların ruhlarını, kalplerini sahaya koymaları gerekir. Şu anda hocayı hepimiz dinliyoruz. Ne kadar süzerek konuşsa da içinde fırtınalar kopuyor. İşin kötüsü yapacağı hiçbir şey yok. Üstüne üstlük sakatlarla beraber, yedek kulübesi de boşaldı. Hep aynı şeyi söylüyorum; ‘Yöneticiler transfer yapmamalı. ‘Şu futbolcuya 10 milyon euro verelim, öteki oyuncuya 9 milyon verelim, yıllık 3-4 milyon euro maaş ödeyelim’ dememeliler.
İşte şu anda Galatasaray’da çekilen sıkıntının en büyük sebebi bu. UEFA’nın ipi sarı-kırmızılı kulübün boynunda. Futbolcu alamıyorsun, daha doğrusu aldırmıyorlar. Satamıyorsun... Çünkü burada aldığı ücreti hiçbir takım ona vermiyor. Yerlilerin ise çizgisi belli. Bir türlü o çizgiyi çok yukarılara çıkaramıyorsun. Zaten o kalitede yerli futbolcu da yetişmiyor.
Bu şartlar altında sıkıntı nasıl biter. Başkan Mustafa Cengiz olsun, Fatih Terim olsun son 15 senedir yapılan yanlış harcamaların sancısını çekiyorlar. Tribünlere şirin görünmek için yapılan transferler ortada. Bırakın takımı bir yerlere getirmeyi maddi olarak da döviz yükseldikçe kulübü daha zor durumlara sokuyorlar. Ben hayal kurmasını sevmeyen bir insanım. Başkan ve hoca daha en az 5 yıl bu sorunlarla boğuşacaklar. Bunun çaresi de yok. Galatasaray, Süper Lig’de şampiyon olabilir. Ama Şampiyonlar Ligi’nde gerçekten çok zor.
Sürprizi Kasımpaşa yapabilir
Mustafa Denizli’yi çok iyi tanırım. Hangi takımda olursa olsun, hep çıtayı yükseğe koyar. Hırslı bir hocadır. İki haftadır Kasımpaşa’nın, Göztepe ve Akhisar maçlarını canlı izledim. Futbolcuların havası, mücadele gücü, Denizli’nin oynatmaya çalıştığı hücum oyununa yatkın. Kadrodaki isimlerin hepsine bu anlayış heyecan getirmiş.
Kaleci, defans, orta sahada ve forvetler, bütün olarak hareket ediyorlar. İki maçta atılan gol sayısı 8, kaçan gol sayısı 18... Takım halinde oynamayı çok seviyorlar. Trezeguet bile yıldızlığını unutup resmen savaşıyor. Takımın en çok koşan isimlerinden biri. Santrforları Diagne, iddia ediyorum Türkiye’de son vuruşları en iyi olan isim. Veysel her an milli takıma çağırılabilir. Sıfır hata ile oynayan bir stoper. Kaleci Ramazan ise ahlakıyla, performansıyla yerli statüsündeki en başarılı file bekçisi.
Orta sahada genç Tarkan da geliyor. O da dikkat edilmesi gereken isimlerden biri. Evet, çok geniş bir kadroları yok. Ama devre arasında takviye yapılırsa Başakşehir gibi Kasımpaşa da zirveyi zorlayabilir.
Haftanın yıldızı VAR!
Biliyorsunuz, biz eleştirmeyi çok severiz. Millet olarak yapımız buna yatkın. TFF’nin büyük araştırmalarla, fedakârlıklarla getirdiği Video Hakem Sistemi 8 haftada yerle bir edildi. Geride bırakılan haftada ise göklere çıkarıldı. VAR, futbola adalet getirsin, hakemlere yardımcı olsun diye devreye sokuldu.
Bu hafta gözle görülemeyecek kadar riskli pozisyonları iyi süzdü. VAR odasındaki hakemler de görevlerini mükemmel yaptılar. Ve ne kadar önemli bir araç olduğunu herkes gördü. Dilerim VAR hakemlerimiz dikkatli olmaya devam eder ve çok yakında eleştiriler sıfıra iner.
