Galatasaray’da yaşananlara akıl sır ermiyor. Önce taraftardan başlayayım... Kulüp için fedakârlık yapan, forma-kombine alan, çocuğunun rıskı ile bile bilet alan, zor şartlarda maça gelen kim? Kulübün bütçesine en büyük katkıyı yapan taraftar değil mi? Peki bu insanları ciddiye almayan kim? Bu durumda taraftar fedakârlık yapacak, sen bu toplanan paraları ama transferlere ama ballı maaş alanlara harcayacaksın. Ve sana hiç kimse hesap sormayacak, sorana da düşman olacaksın. Böyle bir sistem olmaz.
Daha sonra insanlar ‘eski başkan Faruk Süren itibarsızlaştırılıyor’ diye bağaracak. Peki, Süren’i ve diğer iyi Galatasaraylıları itibarsızlaştırmaya uğraşanlar kim? Onu da söyleyeyim. Statükocular... Neden bu insanlara kimse bir şey söylemiyor. Faruk Süren haberlerini çıkartan Başkan Dursun Özbek değil, bu stotükocular. Ballı maaşları kesilecek diye eleştiri yapanları itibarsızlaştırmaya uğraşıyorlar.
Biraz daha ileriye gideyim... Böyle bir kulüp olabilir mi? Kendi başkanları Özbek, başarısız olsun diye resmen savaş veriyorlar. Bunlardan Galatasaray’ı kim kurtaracak bilemiyorum. Bugün Başkan Özbek gitsin, yerine başkası gelsin. Değişen hiçbir şey olmayacak. Bu stotükocular, kendi menfaatlerine dokununcaya kadar yeni başkanı desteklerler. Daha sonra şimdi olduğu gibi başkanlarını devirmek için ellerinden geleni yaparlar. Düzen bu... Bu store’ları soyanlar, kulübe bir liraya yapılacak işi 3 liraya yapanlar hep bu adamlar.
Kulüp üyeliği şerefli bir olgudur. Kulüp ile ticaret yapmak isteyen üyelerin, astronomik maaş kovalayan üyelerin, kongre üyeliği sonsuza kadar iptal edilmeli. Bu durum kulüp tüzüğünde kesin şekilde belirtilmeli. Ve bazı üyelerce suistimalin önüne geçilmeli. Galatasaray’a kalpten bağlı, nemalanmayı değil kulübe maddi ve manevi katkı sağlamayı düşünen birçok Galatasaray Liseli kardeşlerim, ağabeylerim var. Bu kulüpteki insanlar yüzünden neden onlar da yıpransın. İnanın Galatasaray’a yazık oluyor.
Başkan Dursun Özbek, şu anda taraftarı memnun etmek için kadroyu yeniliyor. Büyük transferler yapmaya çalışıyor. En ufak bir kötü niyeti olmuş olsa karşısına ilk dikilecek insan benim. Bruma olayı... Bruma, Ocak 2017’de istediği bir kulüple sözleşme imzalayacaktı. Ve bedelsiz olarak gidecekti. Onun da planı buydu. Şu anda 15 milyon euroya satıldıysa bana göre Başkan Özbek büyük bir iş yapmıştır.
Ergin Ataman’a ayıp ettiler
Galatasaray’ın basketboldaki simgesi kimdir? Önce Ergin Ataman, daha sonra Sinan Güler... Avrupa kupası kazandırmış bir antrenörün böyle mi gönderilmesi lazım. Ataman, ‘Kulübün mali durumu kötüyse, bir sene daha ücret almadan çalışırım’ diyor. Karşısındaki yönetici ne cevap veriyor. O da ‘Hayır. Biz seni istemiyoruz, sen gideceksin.’
Bunu söyleyen yöneticinin kulübe en ufak bir katkısı yok. Ama hiç düşünmeden böyle bir değerin üstüne basıp itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Bu yetmiyormuş gibi ‘Ergin Ataman, mali konularda bizi beş senedir çökertti’ diyebiliyor. Ben bu tür insanları Allah’a havale ediyorum. Başka bir şey yapmaya gücüm yetmiyor.
Erman Kunter’e günah değil mi? Ataman gibi bir dev gönderiliyor. Liseden okul arkadaşı Erman Kunter gibi basketbola yıllarını vermiş bir isim getiriliyor. Yazık. Galatasaray ne kaybediyorsa sizin gibi yöneticilerden kaybediyor.
Emre Çolak büyümüş
Bir insan nankörse, duygularını kaybetmişse, senin ona yapabileceğin hiçbir şey olamaz. Emre Çolak, kendini yetiştiren kulübe ‘O kulüp’ diye hitap ediyor utanmadan... Ne söyleyeyim. Ben iki sene önce Emre Çolak’ın karakter olarak erezyona uğradığını gözümle gördüm. Ama yazmadım... Onu rezil etmedim. Çeşme’de bir beach’te yanında erkek arkadaşı olan bir kıza davranışını gördüm. Bu delikanlı Emre’yi dövmekten öldürüyordu. Koşa koşa Necati Ateş ağabeyi başka yerden gelerek Emre’yi kurtardı. O zaman Emre’nin ne olduğunu anlamıştım. Ama kimseye bir şey demedim. İlk defa burada yazıyorum.
