Futbol öyle bir oyun ki, rakibini biraz küçümsersen ismin ne kadar büyük olursa olsun cezalandırılırsın... Dün gece Galatasaray bunu yaşadı.
Önce Sivasspor’u kutlamak lazım... Mükemmel mücadele etti. Oyunu kendi yarı sahasında kabul edip Galatasaray’a boş alan bırakmadı. Necati ile Baros’u, Navratil kıpırdatmadı. Erman Kılıç, belki de hayatının futbolunu oynadı. Bir gol attı. Yüzde yüz diyebileceğimiz iki topunu da kaleci Ufuk kurtardı. Kadir Bekmezci orta sahada milli takım hocası Abdullah Avcı’ya mesaj gönderir gibi oynadı. Bu galibiyetlerine söylenecek tek söz var. Helal olsun Rıza hocanın talebelerine...
Galatasaray, kadro derinliği olan bir takım değil. Melo ve Elmander dün gece oynamadı. Fatih Terim’in bütün düzeni bozuldu. Selçuk’un orta sahada randımanı düştü. Engin, Melo kadar yırtıcı-agresif değil. Melo’nun yaptığı işi yapamadı. Elmander ile Necati hücumda rakip defansı allak-bullak ediyordu. Baros çıt kırıldım bir santrfor... Elmander’in yerini dolduramadı. Ujfalusi belki de ilk defa bu kadar hatalar yaptı. Riera beklediğimiz patlamayı bir türlü gerçekleştiremedi.
Mental yıpranma
Yani işin özü; dün gece Galatasaray iyi gününde değildi. 20 bin taraftar ne kadar takımı coşturmak için her türlü tribün şovunu yapsa da Galatasaray buna cevap veremedi.
Fatih Terim, tabii ki dün gecenin en üzülen kişisiydi. Ama yapacağı hiç bir şey yoktu. Fenerbahçe derbisi Galatasaray’ı mental olarak bayağı yıpratmış. Bir de karşılarında beklenmedik şekilde sert ve disiplinli oynayan bir Sivasspor bulunca sonuç kaçınılmaz oldu. Şimdi gözler Trabzonspor maçında. 50 bin biletin hepsi satılmış. Artık öyle haftalara girdik ki, hata yapan arada puan farkı da olsa canı yanabilir.
Son sözüm hakem Kamil Abitoğlu’na... Çok kötü bir maç yönetti. Bu kadar olumsuzluklara rağmen son saniyede Ziya’nın eline çarpan top penaltıydı. Bunu verebilirdi.