Pazartesi gecesi öyle bir derbi oynanacak ki Galatasaray kazanırsa şampiyonluk yarışının içine hem kendi girecek hem de Fenerbahçe... Beşiktaş şu anda Türkiye’nin en iyi futbol oynayan takımı. Takımda kardeşlik, arkadaşlık en üst seviyede. Kulüpte huzur var, çekişme yok... Camia Başkan Fikret Orman ile bütünleşmiş.
TT Arena’ya uzun seneler sonra 2 bin 750 siyah-beyazlı taraftar gelecek. İbreler, Beşiktaş’ı favori olarak gösterse de Galatasaray kazanmaya mecbur olduğu bir maç oynayacak.
Sarı-kırmızılı takımın sorunu bir türlü futbolda istikrarı yakalayamıyorlar. Defans en sıkıntılı yer. Nasıl oynayacaklar. Yine Semih-Chedjou mu, yoksa Chedjou-Ahmet mi ya da Hakan mı? Hangisi oynarsa oynasın burada problem büyük. İkinci sıkıntı orta sahada... Selçuk, De Jong, Tolga ve Josue bir türlü istikrarı sağlayamayan bir orta saha. Kanatlar Bruma ya da Yasin, beklerine yardım edecekler mi? Sneijder, yine takımın her şeyi olacak. Sahaya koyacağı performans Galatasaray’ın derbideki kaderini çizecek. Podolski ve Eren’i Sneijder topla buluşturabilecek mi? Tabii ki herkesin futbolu çok önemli.
Bu sezon Rize maçında ilk defa 118 km koşan bir Cim-Bom vardı sahada. Tudor, TT Arena’da taraftar karşısına ilk defa çıkacak. Tribünlere 50 bin taraftar gelecek mi? Derbi öncesi ev sahibi takımda bir sürü soru işaretleri var... Ama ne olursa olsun kendi saha ve seyircisi önünde kazanmak için mücadele eden bir Galatasaray seyredeceğimizi düşünüyorum...
Advocaat kendi ipini çekiyor
Fenerbahçe, Türkiye’nin en büyük takımlarından birisi. Böyle büyük bir takımın başında başarılı olursan kalabilirsin. Hollandalı hocanın, ligin ikinci yarısındaki performansına bakıyorum her hafta geriye gidiyor. Ve her maç sonrasında ya futbolcuları ya yönetimi ya taraftarı hedef gösteriyor...
Türkiye’de böyle açıklamalar yapan bir teknik direktörün başarılı olması mümkün değil... Anladığım kadarıyla Advocaat ile futbolcuların ilişkileri kopmuş. Her fırsatta Fenerbahçe Yönetimi’ni suçluyor tecrübeli çalıştırıcı. Neden devre arasında transfer yapılmamış... Gelirken kulübün mali durumunu bildiği halde açık açık, “oyuncu almazsanız ben bu futbolcularla hiçbir şey yapamam” mesajı verdi.
Ben Fenerbahçe’nin kadrosunun çok kötü olduğuna inanmıyorum. En azından bu ekip sahada daha iyi mücadele edebilir. Ama durum öyle bir noktaya gelmiş ki, hoca ile futbolcuların ilişkileri kopmuş. Bu şartlarda da Fenerbahçe’nin tekrar toparlanacağını, ligin ilk yarısındaki görüntüsünü verebileceğini sanmıyorum.
Hollandalılar başarısız
Bizde hep yabancı hoca hayranlığı vardır. Yabancıları yüceltiriz, kendi evlatlarımızı yerle bir ederiz. Bugüne kadar Türkiye’ye gelen Hollandalı hocaların hiçbiri başarılı olamadı.
Hiddink, milli takımın başına getirildi. Yılda 8 milyon euro ücret aldı. Türk Futbolu’na hiçbir katkısı olmadı. Başarısızdı, kesesini doldurdu gitti. Rijkaard Galatasaray’a geldi. İyi bir isimdi. O da sarı-kırmızılıları yerle bir etti, gitti. Riekerink acemiydi. Büyük takım deneyimi yoktu. Yönetimden büyük destek görmesine rağmen Cim-Bom’u idare etmeyi beceremedi. İki hafta daha kalsaydı yönetim ile beraber gidebilirdi. İşler o noktaya geldi.
Advocaat da iyi bir hocaydı. Biz ne düşünüyorduk kendisi için, şimdi geldiğimiz noktaya bakın. Tecrübesine rağmen o da bir şey yapamadı. Bırakın iyi bir şey yapmayı, Fenerbahçe’yi eskisinden daha kötü duruma getirdi.
Van Gaal, Manchester United gibi bir kulübe geldi... O büyük kulübü perişan etti. Ve hâlâ Mourinho onları toparlayamadı. Bakın Hollandalı futbolculara bir sözüm yok. Ama teknik direktörleri başarılı olamıyor, uyum sorunu yaşıyor.
