Dün gece Arena’da taraftar şov vardı. Koreografiler, tezahüratlar, her şey mükemmeldi. Taraftar o kadar emindi ki, Galatasaray’ın bu maçı kazanacağından, hatta Braga’ya fark atacağından... Ama olmadı. Daha çok koşan, mücadele eden, gol arayan takım Galatasararay’dı. Ancak ne hikmetse Ordu’da olduğu gibi kalesinde golü gören takım yine Galatasaray oldu.
Rakipler Galatasaray’ı iyi analiz ediyorlar. Kanatları kapatıp orta sahayı kalabalık tutunca Galatasaray boğulup, gol pozisyonuna girmekte zorlanıyor. Bu tür kapanan takımları açmak için kanatların iyi çalışacak.
Önce Amrabat’tan başlayalım. Fatih Terim de bu futbolcuya çok güveniyor, bütün Galatasaray’lılar da... Amrabat şuana kadar Galatasaray’a hiç bir katkı sağlamadı. Dün gece de her ayağına aldığı topu öldürdü, olumlu kullanamadı. Sonunda ikinci yarı yerini Aydın’a bıraktı.
Emre Çolak ise çok koşuyor, çok gayretli... Ama gol pozisyonuna giremiyor. Çift forvet oynamak günümüzün futbolunda hele böyle zor maçlarda risk gibi görünüyor. Burak ve Umut çözemedi Braga defansını... Bırakın gol atmayı Galatasaray’ın yediği ilk golde en büyük rolü Burak oynadı. Futbolda fantazi yok. Topa sahip olacaksın. Bir hatası Galatasaray’ı mağlup duruma düşürdü. Golden sonra Muslera kalesinde devleşmese ilk yarı Braga’nın 3-0 lehine bitecekti. Bu tür maçlarda hata yapmayacaksın. Kötü de oynama lüksün yok...
İki maçta sıfır çektin. Manchester’da hakemin hatası, dün gece ilk golde Burak Yılmaz’ın hatası... Ardından maçında sonunda gelen ikinci gol ve mağlubiyet. Şimdi Fatih Terim başka hesaplar içine girecek. Bundan sonraki maçlar daha da zorlaşacak. Galatasaray, iki maçta da puan alamasa da bu gruptan ikinci olarak çıkmalı. Antrenörü, futbolcusu ve taraftarıyla buna layık.