Aziz Yıldırım’ın, Fenerbahçe için yaşadıkları kolay şeyler değil. Nezarethanede kaldı, hapiste yattı, mahkemelerde kendini anlatmaya uğraştı. Koca Fenerbahçe Başkanı’nın çekmediği kalmadı.
Metris cezaevinde ziyaretine gitmiştim. Alışık olmadığım bir ortamda kendisini parmaklıkların ardında görünce hüngür hüngür ağlamıştım. Ben onu teskin edeceğime o beni teskin etti. Demek ki liderlik böyle bir şey. Bu yaşadıklarının yanında Fenerbahçe’yi hiçbir zaman bırakmadı.
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal 3.5 senedir kulübün başında. İki genel seçim geçirdi. Şimdi de Divan Kurulu kendisini eleştirdiği için başkanlığı bırakıyor. Önce şunu söylemek lazım. Divan Kurulu, başkanları alkışlasın diye mi kurulmuş? Tabii ki eleştirecek. Divan Kurulu eleştirdi diye Galatasaray’ı binbir sıkıntının içinde bırakıp ‘Ben gidiyorum’ demek ne kadar Galatasaraylılıkla paydaşır, onun cevabını Ünal Aysal verecek.
Aykut Demir
Trabzonspor’un milli futbolcusu. Glock marka ruhsatlı silahıyla Karadeniz Üniversitesi’nin camlarına ateş etti. Sıktığı mermi camı delerek koridor duvarına saplandı. Şansımıza o mermi kimseye isabet etmedi. Şimdi bu futbolcuya Trabzon-spor veya hakimimiz, savcımız nasıl bir örnek ceza verecek? Merak ediyorum.
Arda’yı seviyorum
Sporun bütün dallarında artık uluslararası başarı kazanamıyoruz. Türk adını dünyada duyuramıyoruz.
İyi ki Arda Turan var. 15 gün önce Real Madrid’e ve çarşamba gecesi Juventus’a attığı gollerle Avrupa’daki turizm elçimiz. Kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır.
Selçuk’un şansı
Prandelli, Selçuk İnan’ı, Arsenal maçının 18 kişilik kadrosuna almadı. Selçuk buna mutlaka üzülmüştür. Ama İtalyan teknik adamın bu tercihi Selçuk İnan’ı büyük bir felaketten kurtardı. Şayet bu maçta oynamış olsaydı eminim o gece yaşanan rezaletin faturası Selçuk’a kesilirdi.