Her şeyde olduğu gibi futbolda da Türkiye şartları diye bir şey var. Mancini profesyonel bir teknik direktör. Manchester City’yi şampiyon yapmış, dünyada söz sahibi bir isim. Günde iki saat sabah, iki saat akşam takıma idman yaptırır. Bir-iki saat de Florya’da takımıyla ilgili çalışır. Bunun haricinde futbolcularının, Avrupa’daki gibi profesyonel olduğunu düşündüğü için özel hayatlarıyla hiç ilgilenmez. Aynı Aragones, Del Bosque, Rijkaard, Löw’de olduğu gibi... Futbolcusuna bu hocalar kesinlikle baskı yapmaz. Türkiye’de bu şartlarda yabancı hocaların başarılı olması mümkün değil. Hele yardımcı, Tugay Kerimoğlu gibi İngiltere’de, medeniyetin, profesyonelliğin göbeğinden gelmiş birisi olursa...
Fatih Terim iyi hoca olduğu kadar futbolcusunun da dilinden çok iyi anlardı. Türkiye’de futbolcuya baskı yapmazsan, ceza müeyyidesini en iyi şekilde çalıştırmazsan, futbolcu senin canına okur. Mancini de bu durumla karşı karşıya. Sarı kırmızılılar takım görüntüsü vermiyor. Hangi futbolcunun nerede oynadığı belli değil. Eboue başlı başına sorun. Chedjou, Galatasaray gibi büyük bir kulübün formasını giyebilecek kalitede değil. Riera, Bruma... Performansları ortada! Böyle bir Galatasaray nasıl başarılı olur?
Kasımpaşa bilhassa ilk yarı rakibinden daha iyiydi. Sahada istediklerini yaptılar, golü de buldular. Son vuruşlarda biraz daha dikkatli olsalar iki veya üçüncü golü atabilirlerdi.
İkinci yarı biraz daha istekli, doldur boşalt futbolu da oynasa, gol pozisyonuna giren bir Galatasaray vardı. Drogba gibi büyük bir futbolcu, Burak’a golün pasını verdi, çok da şıktı... Ama öyle iki gol kaçırdı ki insanın aklı almıyor. Demek ki yaş 35-36 olunca bir yerde fizik gücün de istediklerini yapmana mani oluyor.
Burak golü atmasına rağmen takımın başarısız futbolcuları arasındaydı. Geçen sezon gol kralı olmasına karşın kendisini biraz olsun geliştiremiyor. Ivır zıvır, abuk sabuk şeylere kafasını yorup, hem kendini hem de arkadaşlarını huzursuz ediyor. Semih ile Umut’a sözüm yok! İkisi de yürekten oynuyor. Ya kaptan Sabri’ye ne demek lazım? Ben olsam Melo ile ağız dalaşı yapacağıma gırtlağına sarılırdım. Ertesi gün de gazetelere manşet olurdum. Hiç hoş değil. Kaptan bunu yaparsa, öteki futbolcular ne yapmaz? Sonuçta Galatasaray’ın futbolu gene tat vermiyor, zevk vermiyor.