Galatasaray dün rahat kazanabileceği bir maçta yine zorlukla galibiyete ulaştı. Orduspor iyi mücadele ediyor. Bakmayın milletin Culio, Stancu yaygarasına. Onların yerine oynayan futbolcular da formasının hakkını fazlasıyla verdiler. Hector Cuper çok iyi bir hoca. Takımı da koşuyor, mücadele ediyor, pas yapıyor. Galatasaray’ı da bu özellikleri ile çok zorladılar.
Necati harika bir gol attı. Sarı-kırmızılı takım bu golle morallendi. Tribündeki 40 bin taraftarın müthiş bir desteği vardı. Takım pozisyona da giriyordu. Bütün futbolcular özveri ile mücadele ederken içlerinden bir tanesini ayırıyorum. O da Baros. Öyle bir pozisyona girdi ki, Necati bomboş. O çalım yapmaya kalkıyor. Necati’nin önüne topu yuvarlasa maç 2-0 olacak ve ilk yarı Galatasaray belki de karşılaşmayı bitirecekti. Bilerek mi vermedi yoksa Necati’yi mi kıskanıyor. Bunu bilemiyorum. Ama Baros gibi ruhunu kaybetmiş bir futbolcunun Galatasaray’da işinin olduğunu düşünmüyorum.
Tabii Sercan’a da ayrı bir paragraf açmalı. Yürüyen bir Baros sahada, Sercan ise tribünde oturuyor. Biraz gayret göstermeli. Antrenmanlarda daha çok çalışmalı, hocasının gözüne girmeli. Bunları yapmıyor. Onun için de söylenecek tek bir laf var. O da kendi düşen ağlamaz.
Dün geceki futbol play-off’lar için yeter mi? Koca bir soru işareti var kafamda. Selçuk ve Melo bu takımın beyni. Bir sağa top atıyorlar bir sola. Rakiple mücadele etmekten hücumu düşünemiyorlar.
Necati forvette yalnız. Yalçın ve Ömer gibi fizik gücü yüksek iki uzun stoperle boğuşup yorgun düşüyor. Belki çok güzel gol attı, ama iki pozisyonda da topa aceleyle vurdu. Ama Necati şu anda baktığımız zaman olmazsa olmazı.
Fatih Terim’in ikinci yarıda Baros’u çıkarıp Sabri’yi alması hocanın en doğru kararıydı. Sabri bir gol attı, Necati’ye gollük bir pas verdi. Yorulan Selçuk ve Melo’yu da canlandırdı. Sonuçta Galatasaray iyi niyetle mücadele ediyor. Ama rakip kim olursa olsun zorlanmaya başladılar. Herhalde Terim bu sıkıntıya bir çare bulacak.