Fenerbahçe’nin yenilmesi sarı kırmızılı futbolculara, taraftara ayrı bir motivasyon olmuş. Dün gece son senelerde böyle hırslı arzulu, neredeyse sıfır hatayla oynayan bir Galatasaray görmedim. Erken gelen goller Bursaspor’u oyundan düşürünce 90 dakika tek taraflı bir maç oldu. Daum’un Bursaspor adına yapacağı hiçbir şey yoktu. Melo, Sneijder, Eboue, Drogba, Selçuk, Sabri yıldızlaştılar. Rakip Bursaspor yerine başka bir takım olsaydı netice pek değişmezdi.
Galatasaray nasıl böyle futbol oynadı derseniz, demek ki Bursa maçını kaybederlerse lige havlu atacaklarını çok iyi bildikleri için kaleci dahil bütün futbolcular, takım sahaya çıkmadan maçı kazanmışlar. Sneijder gerçekten çok büyük bir futbolcu. Üç tane gol attı ama attığı gollere bakıyorum. Bu nasıl futbol zekasıdır aklım ermiyor. Resmen sihirbaz. Melo, sahanın her yerinde dolaştı. İlk goldeki asistini kolay kolay her futbolcu yapamaz. Ama Melo’ya dikkat edin! Melo da, Sneijder de Dünya Kupası’nda takımlarında oynamak istiyorlar. Bu performanslarındaki patlamanın bir sebebi de bu olabilir.
Eboue Galatasaray’da hiç güvenmediğim futbolcuların başında gelir. Herhalde yeni transferler ve Mancini’nin kendisine soğuk bakışı Eboue’yi kendine getirmiş. Gerçek bir bek gibi oynadı. O 105 metreyi hatasız kullandı. Bir gol attı. İki de harika asist yaptı. Eboue böyle oynasa sarı kırmızılıların transfere ihtiyacı olur mu? Sabri’ye gelince... Helal olsun bu çocuğa. Kaptanlığı alındı, morali bozulmadı. Hocası sol beke koydu elinden geldiği kadar oynadı. Dün gece ise maçın önemli yıldızlarından bir tanesiydi. Yeni transfer Alex Telles de bayağı bir rekabete girecek ama Sabri’nin artısı sağ bek oynar, sağ açık oynar, orta sahada oynar, hocası nerde görev verirse orada oynar, en azından sırıtmaz.
Son sözüm de Burak’a.. Dün gece çok net pozisyonlara girdi. En azından girdiği pozisyonların iki tanesini gol yapmalıydı. Moralini bozmamalı. Burak da koşuyor, açık defansa hata yaptırıyor, iyi niyetle mücadele ediyor. Kaçırdığı gollere ‘şanssızlıktı’ diyelim.