Mustafa Denizli, Şansal Büyüka, Melih Şendil ve Tümer Metin’in benim hayatımdaki yerleri çok farklıdır. Yaptıkları iş hakikaten çok zor.
Türkiye’de hiç kimse eleştiriyi kabul etmez. İnsanlar, “Oturdukları yerden yorum yapıyorlar” diyebilirler ama öyle değil. Maraton programı, futbol taraftarları ve kulüplerin memnun olması için yapılan bir program da değil. Orada futbolun doğrusu konuşuluyor. Ondan sonrası da malum...
Üç hafta önce Fenerbahçe yöneticileri veryansın ediyor, pazar akşamı da Galatasaray maçında pankart açılıyor. Şansal Büyüka’nın yaptığı program kolay mı? Fenerbahçe maçı mı var, 3 tane yalaka alırsın, kötü de oynasa, yenilse de onlar pof poflar. Aynı sözüm Galatasaray için de geçerli. Takımlar kötü futbol oynayıp, şampiyonluk yarışında her hafta puan kaybediyorsa oradaki 3’lü de görevini yapacak, eleştirecek. Bundan da hiç kimsenin gocunmaması lazım.
Melih Şendil ayrı bir olay. Anlatımıyla rezalet maçları bile parlatmaya çalışıyor. Tepkinin sebebini bilmiyorum. Pazar akşamı maçtan sonra beraber yolculuk yaptık. İnanın canından bıkmış durumdaydı. Çok üzüldüm.
Mustafa Denizli’ye ayrı bir sayfa açmak lazım. Denizli o pankarta girecek ne suç işledi? Son 20 senede futbolun çıtasını yükselten, uluslararası başarılar kazanan iki teknik direktörden biridir. Yani işin profesörü. Galatasaray’a çok büyük zaferler kazandıran hoca... Önceki gün tesadüf kendisini gördüm, 1 saat de yanında oturdum. Bu konuyu konuşmadık ama belli duruşundan, konuşmasından. Annesini, ağabeyini kaybettiği zaman ne kadar acı çektiyse o pankart da o kadar acı vermiş... Yazık, ne Mustafa Denizli ne Şansal Büyüka ne Melih Şendil ne de Tümer Metin o pankartta yazılanları hak etmediler. İnanın bunu samimi olarak söylüyorum. Çünkü yüreklerini biliyorum. Bu pankart yanlış kişilere açıldı. Futbolu parlantalara değil kirletenlere açılmalıydı. Pankartın adresi yanlış, hoş olmadı.
Korkma Hamza Hoca!
Haftalardır Hamza Hoca ne söyleyecek diye takip ediyorum. Ve her basın toplantısından sonra yine konuşmaya cesaret edemedi diye hayıflanıyorum. Düşünün; Galatasaray, Gaziantepspor’u yenmiş, Hamza Hoca basın mensuplarının karşısına çıkıyor, orada dese ki, “Ey Galatasaray taraftarları bayraklarınızı artık çıkarın, benim bu takımım şampiyonluğu hak ediyor, bizlere güvenin.” Ne olur biliyor musunuz? TT Arena full çeker. Futbolcular şampiyonluk havasına iyice girerler. Taraftarlar ise her tarafı sarı-kırmızı donatıp, takımına ayrı bir motivasyon sağlarlar.
Demek ki anlatamamışım
İki hafta önce dedim ki, “Galatasaray’ın bugün içinde bulunduğu ortam, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ta olsa en az 5-6 tane kelli-felli, maddi olanakları çok yüksek, bu olanaklarını kulübüne kullandıracak başkan adayı çıkar...” Demek ki ne kadar haklıymışım. Galatasaray’da başkan adayları listelerini belirledi. Burada kendi maddi imkanlarını Galatasaray’a kullandıracak bir tek Dursun Özbek var. Demek ki Özbek, Galatasaraylılar için bir kahraman.
Doğrucu Obradovic
Her fırsatta Fenerbahçe Ülker’in, Türkiye’nin Real Madrid’i olduğunu söylüyorum. Obradovic’in de çok büyük bir coach olduğunu belirtiyorum. İnşallah geçen sezon Galatasaray Odeabank Kadın Takımı nasıl Avrupa şampiyonu olduysa, Fenerbahçe Ülker de hedefine ulaşır. Obradovic ise tam doğrucu. Anadolu Efes maçında seyircinin tribünleri doldurmayışında kızışı, anlatış tarzı, başkalarına yanlış gelebilir ama adam yerden göğe kadar haklı.