Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde bir üst tura çıktı. Süper Lig’de lider, Türkiye Kupası’nda 5. turda. Futbolda bu kadar başarılıyken, bunun tadını çıkarmak varken bakın nelerle uğraşılıyor.
Aykut Kocaman Fatih Terim’e sallamış. Terim’in dokunulmazlığı varmış. Kayseri’de de, Fenerbahçe takım otobüsü şöförü taş atanların Galatasaraylı ve Trabzonlu olduğunu karanlıkta görmüş. Bunları normal karşılıyorum. Çünkü artık sadece sporu ve futbolcuları konuşacağımız bir ortam hiçbir zaman olmayacak. Futbol federasyonu ne yaparsa yapsın, ne kadar ceza verirse versin huzuru yakalaması mümkün değil.
Galatasaray cephesine geldiğim zaman kesinlikle dışarıda düşman aramasınlar. Sorun içerde. Adnan Polat’ı, Galatasaray başkanlığına genel kurul üyeleri seçti. Başarılıdır, başarısızdır, bunu tartışabilirsin. Ama ne olursa olsun bu kadar büyük bir kulübün başkanı böyle gönderilmemeliydi. Daha önce aynı şeyler efsane başkan Faruk Süren, Özhan Canaydın’a da yapıldı. Ünal Aysal, Adnan Polat’a bir plaket vererek teşekkür edip tartışmayı bitirebilirdi. Şimdiki durum kötü, Galatasaray bölünüyor. Liseli, lisesiz ayrımı Galatasaray’ı belki 30 sene geriye götürdü. Bu süreç şimdi daha da hızlanarak devam ediyor. 25 milyon taraftarı olan kulüp halkın kulübüdür. Hiçbir zaman liselilerin kulübü olamaz. İşin doğrusu bu. İnan Kıraç da aynısını söylüyor, ama tatbikata gelince böyle görülmüyor.
Geçen gün eski futbolculardan Yılmaz Gökdel’in 38 yaşındaki oğlu vefat etti, cenazesine gittim. Fenerbahçe’den, Beşiktaş’tan birçok kişi vardı. Sağıma soluma baktım, Galatasaray’dan Fatih Terim, Ali Gürsoy, bir de Adnan Öztürk vardı. Böyle mi olmalıydı? Fenerbahçe böyle acı haber aldığı zaman önce televizyonunda daha sonra gazeteye ilan vererek herkese duyuruyor. Acıya ortak oluyor. Neden Galatasaray bunu yapmıyor? Ali Dürüst en eski yöneticilerden. Kendisinin de başkan olmasını çok istedim. Bu kadar tecrübeli bir yönetici neden Fenerbahçe’nin yaptığını Galatasaray’da uygulatamıyor ?
Sonuçta sarı kırmızılılar içerde birlik beraberliği gene sağlayamadı ve zararını çekmeye devam edecekler. Umarım bu tür huzursuzluklar Fatih Terim ve Florya’yı etkilemez.