3 Temmuz’dan beri polis, savcı, hakim, Metris son olarak da FIFA’nın işin içine iyice girmesiyle şike ile yatıp kalkıyoruz. Geldiğimiz noktada bir ilerleme yok. Platini, kısa ve öz terbiye çerçevesinde Türk futbolunun ceza almadan bu beladan kurtulamayacağını anlatmaya çalıştı. Tabii anlayana. Verilecek ceza yavaş yavaş belli olmaya başladı. İsmi geçen 8 takıma ceza verilmeyecek. Gelecek olan ceza Türk futbolunu kapsayacak. Türkiye ligi kurulduğu 1959 senesinden bugüne kadar aklanacak. Bu nasıl olacak? Onu da söyleyeyim. Tek tek takımlara ceza verilme yerine Türk takımları iki-üç yıl Avrupa kupalarına katılamayacak. Kim isyan ederse etsin. Bunu değiştiremeyecek.
Terim’in diplomasını yırtın
Fatih Terim, ‘Arda’nın gideceğini bilseydim, Culio’yu Orduspor’a göndermezdim’ dedi ve başına iş aldı. Bütün suçu böyle konuşması. Hem de iyi niyetle. Şimdi sizler karar verin, Fatih Terim’i mahkemeye verip, müebbet hapise mi mahkum ettirelim, yoksa federasyon, teknik direktörlük diplomasını mı iptal etsin? Yoksa çok büyük miktarda para cezası mı verdirelim? Ya da bu konuşmadan dolayı televizyona çıkıp bütün Türk halkından özür mü dilesin?. Ayıptır. Yaşananlara gülüyorum. Culio, sanki Ronaldinho, Raul ya da Messi. Orduspor’un sanki Galatasaray’ı yenecek gücü var. Her neyse, bir haftadır Culio ile yattık kalktık. Ben Terim’in yerinde olsam önümüzdeki sene için de Culio’yu almam, bundan sonra da açıklamalarımda daha dikkatli olurum.
Güvenme hocam!
Allah rahmet eğlesin. Özhan Canaydın bizim için çok özel bir insandı. Hatırlıyorum, Lucescu’yu gönderip, Fatih Terim’i getirmişti. Ve söylediği ilk söz ‘Artık ölünceye kadar hocamız Fatih Terim’dir’ oldu. Daha sonra başarısız sonuçların ardından 1,5 sene sonra Terim, ayrılmak mecburiyetinde kaldı. Şimdi buna benzer sözleri Başkan Ünal Aysal söylüyor. Aysal, ‘Ben Galatasaray’da kaldığım sürece Terim Teknik Direktör olarak kalacaktır’ dedi. Tamam buna itirazımız yok. Ama bütün Galatasaray taraftarlarının beklediği bu sözde değil, herkesin huzurunda en az 5 senelik anlaşmayı kağıt üzerinde resmileştirmek. Bu bu kadar zor iş mi? Eleştirilere çanak tutuyorsunuz.
Büyük fedakârlık!
Kulüp başkanları açıklıyor, ‘play-off maçlarında taraftarımızdan ekstra para alınmayacak’. İnsanın gülesi geliyor. Bir de alsaydınız. Zaten sezon başından beri insanlar kombine kart aldıklarına milyon kere pişman oldular. Çoğu da maça gitmedi. Önemli maçlar hariç tribünler boş kaldı. Şimdi taraftarlar son altı Süper Final maçını seyredip belki de bu sene çektikleri sıkıntıyı unutacaklar. Verdikleri parayı helal edecekler. Yani burada kulüp başkanları jest yapmıyor. Taraftardan bir nevi özür diliyorlar.