Sanki yarı insan, yarı makine gibiydi.
Uzun kaslı bacakları ve iri ayaklarıyla attığı her adımı, zemini titretir gibiydi.
Hedefine kilitlenmiş android gibi, muhtemelen vuracağı yerin koordinatlarını belirliyordu beyninde.
Artık hedefine bir adım uzaktaydı.
Ve beklenen an geldi...
Paaattt!..
Hedef kendine geldiğinde ise, arkadaşları çoktan terminatörü uzaklaştırmıştı.
Ortalık bir anda sıkıcı bir sessizliğe bürünmüştü.
Bizzat gözlerimin önünde yaşanan bu hadiseye biraz bilim kurgu havası kattım.
Katarım tabi...
Sen futbolu bu hale getirirsen benden de çim ve meşin yuvarlak kokan yazılar bekleme.
Yukarıda yazdıklarım geçen sezon Beşiktaş idmanında yaşandı.
Terminatör olan Almeida, hedef ise Cenk Gönen.
Neymiş “Neden topu bana atmıyorsun"
Ceviz kabuğunu geçtim, pire midesini bile doldurmayacak bir mesele.
Sonra noldu biliyor musunuz?..
Samet Aybaba öylece baktı durdu.
Tıpkı takımının geçen sene yediği gollere baktığı gibi.
Hedefi onikiden vuran ise duşunu bile almadan, ağzında sigarayla tesislerden ayrıldı.
Sanırsın ki yalnız kovboy.
“Futbolda olur canım böyle şeyler" denilerek meselenin üstü kapandı.
Peki Cenk, Almeida'ya vursa futbolda olur muydu böyle şeyler sayın yönetim?
Tabi ki olmaz...
O kurallar yabancılara ayrı yerlilere ayrı işliyor.
Biraz daha geçmişe gidelim.
Üzülmez - Toraman kavgasına.
Yönetim kurulu cezayı kesecek ama bir kişi itiraz etti...
Mario Berk.
Gerekçesini ise “Peki Delgado ile Bobo kavga etse kadro dışı bırakabilir miyiz?" diyerek sundu.
Koca bir sessizlik.
O zaman ben de İbrahim Toraman ile Sezer Öztürk'ü kadro dışı bırakan yönetime soruyorum...
Kavga edenler Fernandes ile Almeida olsaydı kadro dışı kalırlar mıydı?
Cevabını herkes çok iyi biliyor.
Hatırlayın Melo, Riera'yı bir odaya kilitleyerek ağzını burnunu kırdı.
Arkadaşları biraz daha geç kalsa, kulüp doktoru estetik uzmanı olurdu.
Naptı Fatih Terim...
Hiiiç.
Takımın menfati daha önemliydi çünkü.
Emre Belözoğlu değil miydi, Aykut hocaya yumruk sallayan.
Noldu Emre'ye.
Hiiiç.
Takımın menfati daha önemliydi çünkü.
Peki Özen ve Bilic ne yaptı?
Bırakın kavga etsinler havasındaydı.
İki tane istenmeyen oyuncu artık yoklar...
Tesadüf mü?
Hadise buralara kadar gelmeden engellenebilir miydi?..
Tabiki.
Gelelim bu olayın takıma yansımasına.
Yönetim tarihi hataları üst üste yapıyor...
Birincisi bugün önemli bir maç öncesi böylesine önemli bir karar alınmaz.
İkincisi, İbrahim Toraman'ı istemeyen yabancılar var ve bu nedenle sezon öncesi kaptanlığı elinden alındı.
Yabancıların geri dönmesini de istemediği İbrahim Toraman'ı takım içerisinde yerliler çok seviyor.
Bu karar takımın birlik ve düzeni için alındı ama tam tersinin olma ihtimali de var.
Ne Sezer ne de İbrahim babamın oğlu değil.
Dışarıda çay içmişliğim bile yoktur.
Tabi ki cezalandırılmalı ama onları yakarak...
Takımı değil.
İşte bu nedenle başlık öyle atıldı.
Çünkü yönetim tarihi bir hata yaptı.
Umarım yanılırım.
