Önce Olympiakos, ardından ‘hiç yenilmemiş’ CSKA Moskova ve dün de Anadolu Efes... THY Euroleague’de ilk yılını geçiren ve ilk turda kendisinden güçlü rakipleri yenemediği için eleştirilen Galatasaray Medical Park’ın TOP 16’daki iç saha zaferlerinin listesi.
Yine kendinden çok emindi sarı-kırmızılı ekip, özellikle savunmada çok konsantreydi. Efes’in boyalı alanda yükleneceğini bilen Oktay Mahmuti, dış şutu da biraz riske ederek, boyalı alanı kalabalık tuttu, lacivert-beyazlılar da bu tuzağa düşüp, ilk çeyrekte sürekli dışarıdan sayı bulmaya çalışınca ev sahibi istediği ritmi buldu. Efes’in baskısını da çok iyi çalışmıştı Galatasaray; dışarıya giden her yardımda Andric’i ikili oyunlarla potaya yolladı. Maçın başında iki takımın da yaptığı akıl almaz top kayıplarını hızlı oyunlarla bitiren ve bu hataları avantaja çeviren de Galatasaray’dı.
Lacivert-beyazlı ekip ise ne zaman topu içeriye soksa, farkı azaltıyor ama o kadar dağınık bir maç çıkarıyordu ki, bunu bir türlü sürekli hale getiremiyordu. Maçın en skorer ismi Barac’ın attıkları ile oyuna tutunup, kaçırdıkları nedeniyle bir türlü skoru dengeleyemiyordu. Hele ki, 3. periyodun sonunda fark 3 sayıya inmişken, Barac’ın aldığı savunma ribauntunu elinde tutamayıp, Shipp’e kolay basket attırması ve rakibi yeniden ayağa kaldırması, bu oyuncunun varlığının yarar mı yoksa zarar mı olduğu konusunda yine akılları karıştırdı.
Galatasaray cephesinde ise hiç tartışmasız, varlığı ‘yarar’ olanlar dün özellikle kısalardı. Gordon mükemmel başladı oyuna. Attı, attırdı, top kaptı, sonra görevi Lakovic’e verdi, biraz da Sloven takımı sırtladı. İşi bitirme görevi Ender’indi, eski takımının ipini de o çekti.
Efes için sezon tamamlandı ama Galatasaray için artık heyecan doruk noktasına çıktı. Temsilcimiz ilk sezonunda tarih yazmaya devam diyebilmek için Olympiakos deplasmanında da kazanmak zorunda. İki takımı yan yana koyduğumuzda kesinlikle Galatasaray, tartının ağır tarafında. Bir tek eksiği var, İpekçi’deki her maçta takımı müthiş iten taraftarı bu kez yanında olmayacak. Ama şunu unutmasın sarı kırmızılı oyuncular, yanlarında bulunmayacak taraftarları sadece akıllarında bile olsa, Pire’de tarih yazılacak.