Ümit Avcı

Ümit Avcı

umit.avci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kazanın da kaybedenin de alkışlanacağı bir maç izledik Sinan Erdem’de. Tomas’ın 4’te 4 üçlükle başladığı, Ömer’in de katkısıyla sarı-lacivertliler’in 21-4’lük üstünlükle start aldığı gecede, herkes Efes’in pes etmesini beklerken ortaya konan direnç, adeta destansıydı. 5. dakikada çılgın bir prese başlayan lacivert-beyazlılar’ın kurduğu tuzağa düşen ve çok çabuk toplar kullanarak, hücum sistemini terk eden Fenerbahçe, ilk çeyreği sadece 1 sayı önde kapattı. Ancak hücumda öyle bir tempo bulmuştu ki Fenerbahçe, devrede 10’da 8, 3. periyot sonunda 16’da 10’luk üçlük isabetiyle hep önde oynadı. Efes Pilsen, 3. periyodu 12 sayı geride bitirirken, boyalı alanı rakibinden daha etkili kullanmış, daha fazla ribaunt almış, asist yapmış, top çalmıştı. Ancak rakibinin 10 üçlüğüne karşın boyalı alan dışından sadece 1 kez (8’de 1) isabet bulabilmişti. Yani oyunun mücadele kısmında daha etkili gözükse de, sonuca gidemedi. Bunun sebebi, belki de ilk çeyrekte sakatlanan Rakocevic’ti. Nachbar’ın kadroya alındığı ve Murray’nin dışarıda bırakıldığı günde, en önemli kısa hücumcu sadece 3 dakika sahada kalınca şutlar bir türlü istikrara girmedi. Gerçi bu sezon Fenerbahçe’nin yaşadıklarını düşündüğümüzde, rakibin yenilgi sebeplerinden birisinin ‘sakatlık’ olması da ‘ironik’ti!
Sonuçta Efes, kötü başladığı sezonu, coach değişiminin ardından, özellikle mücadelesiyle ayakta alkışlanarak bitirdi. Bir takımın, bu denli istekli oluşu, son ana kadar pes etmemesi bile başlı başına, Ufuk Sarıca tercihini Efes’in gelecek sezon için de ciddi ciddi düşünmesi gerektiğinin göstergesi. Sonuçta yıllardır hiç kimse, lacivert-beyazlı formayı, bu kadar terli görmemişti. Fenerbahçe ise geleneği bozmadı, Ömer ve Oğuz Tomas başta olmak üzere yıldızlarıyla sonuca gitti. Kinsey’in yokluğunda omuzlarına yüklenen ağır sorumluluğu krallar gibi taşıyan Tomas’ı ayrıca tebrik etmeli.

Haberin Devamı

Bandırma’da tempo yükselince...
Serinin ilk maçında Galatasaray’a karşı tempoyu düşürmeye çalışan Banvit, iyi bir ders almıştı. Sezon başında bu düzeni benimseyen, ancak sakatlanan Graves’in yerine Dixon’ı getirince temposunu yükselten Bandırma ekibi, ilk maçta ‘kimlik bunalımı‘nda gibiydi. Sonuçta tüm sezonu aynı tarz oyunla geçiren bir rakibe karşı, onların istediği gibi oynamak, intihar gibiydi. Dünkü Banvit ise, ‘madem kadromda Dixon var, o zaman hücum ederim’ dedi. Tempoyu yükseltti, seriyi dengeledi. Galatasaray belki ilk maçtaki oyunlara güvenip, içeriye biraz fazla gömülünce, rakibine idmanda bile atamayacağı şutları attırdı, sonuçta onlar da bir ders aldı. Ancak 1-1’lik seride, sıradaki iki maçın İstanbul’da olması, Galatasaray için, çok çok büyük bir artı.