Euroleague’de fikstür çekildiğinde, daha takım yeni toplanmışken, Barcelona ile iç sahada karşılaşmanın dezavantaj olacağını düşünmüştüm. Çünkü normal şartlarda yeni kurulan bir takımın, yeni bir coachla çalışacakken, bir de oyuncuları milli takımlar nedeniyle takıma geç katılmışken, ritmini bulması zaman almalıydı. Ama bizim hesaba katmadığımız bir gerçek vardı, o da takımın başına yeni gelen coach Obradovic, oyuncular da, Kleiza, Bjelica gibi yıldızlardı. İşte bu oluşumdan Barça bile kurtulamadı.
Mükemmel başladı temsilcimiz karşılaşmaya... İlk yarıdaki üç sayı şovunu (8’de 5) iki genç oyuncu Melih ile Kenan başlattı. Hücumdaki tempo sadece Barcelona’nın değil, tribünlerin de başını döndürüyordu. Çok yüksek yüzdelerle oynadı Fenerbahçe 3 çeyrek ama bunun nedeni oyuncuların gününde olması değil, çok doğru pozisyonların bulunmasıydı. İlk yarının tartışmasız yıldızı Kleiza’ydı. NBA’e gitmeden önce Olimpiakos’ta yaptıklarını hatırlattı süper yıldız, Avrupa’nın en iyi oyuncularından olduğunu ispatladı.
Taraftarın da şova katılması ile fark 16 sayıya kadar çıkıyor, Barça neye uğradığını şaşırıyordu ki, belki de skorun verdiği rahatlık ile ilk kez İspanyollar’ın savunması iş yapmaya başladı. Son çeyreğin 8 dakikasında 2 sayı bulmuştu temsilcimiz ama kriz anında savunma ile ayakta kalmayı başardı. Geçtiğimiz hafta sadece son çeyrekteki oyunu yetmişti Fenerbahçe’ye, bu kez 3 çeyrek mükemmeldi. Bir de bunu 40 dakikaya yayarsa temsilcimiz, çok büyük hedefleri düşünmek için engel yok ki!