Ümit Avcı

Ümit Avcı

umit.avci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kaybedilen iki final vardı. Sezon başında bütçe ciddi oranda azalmıştı. Bu şartlar altında belki bir kez daha final oynamak büyük başarıydı Çünkü yarı finalde karşımıza yıldızlar topluluğu Ekaterinburg çıkmıştı. Ancak o maçı kazandıktan sonra yine finalde takılmak gerçekten canımızı yaktı.

Belki final stresiydi. Ekaterinburg karşısında sergilenen savunmanın yarısını bile sahada göremememizin nedeni bu idi. O maçta ribauntlar bizi ayakta tutmuştu, bu kez boyalı alandaki üstünlükten eser yoktu. Kaybedilen 21 top kaybı, kaçan en az 5 tane boş turnike, takıma son anda yapılan dünya yıldızı takviyesi Parker’ın, ‘Takımı şampiyon yapmalıyım’ baskısı altında yaptığı hatalar her şeyin kötü gitmesinin nedeniydi.

Haberin Devamı

Aslında maça 10-0 ile başladığımızda umutlar çok artmıştı, fakat o anda bir hamlenin daha gelmemesi, bu takımın eski yıldızı McCoughtry’nin kötü ayrılığın getirdiği ekstra motivasyonla direnmesi, bir anda kontrolü ev sahibinin eline geçirdi.

Aslında benzer dönüşü fark 18 sayıya çıktığında Fenerbahçe de gerçekleştirdi. Son çeyreğin başında farkı 2 sayıya indirdi ama Gruda’nın kaçırdığı akıl almaz turnike, sanki bir anda bütün hayalleri bitirdi. O andan itibaren 9 dakika sayı atamadı Fenerbahçe... Birsel’i, Gruda’sı, Quigley’i, Parker’ı olan bir takım için bu akıl alır gibi değildi!

Bir tek Pelin her şeyi yaptı takımda... Aldığı sürenin hakkını tam anlamıyla verdi ama onun çabası da yetmedi. İlk yarıda Pelin’in sahne aldığı dakikalarda da, son çeyreğin başında fark 2 sayıya kadar indiğinde de öyle hakem düdükleri geldi ki, onları da söylemeden geçmemeli.

Yıllardır FIBA’nın başında Yunan ve Sırp başkanlar varken, o ülke takımlarının nasıl kollandığı hala akıllardan gitmedi. O destekle Avrupa ve Olimpiyat şampiyonlukları bile kazandılar. Şimdi FIBA Avrupa’nın başında bir Türk, Turgay Demirel var. Kayırılmak istemiyoruz ama tüm Türk takımlarının haklarının korunmasına çok ihtiyaç var.