Galatasaray’ın son dönemdeki şut performansı, Fenerbahçe’yi etkilemiş olacak ki, sarı-lacivertli savunma önceliği dış atışları kesmeye vermişti. Ama ilk 5 çıkan Gist, Bogdanovic, Ukic ve Emir müdafada o kadar yetersiz ki, başta Furkan olmak üzere sarı-kırmızılı oyuncular rahatlıkla potaya gitti. Zaten ev sahibinin bu akıllı oyunu nedeniyle Fenerbahçe 7’de 5 üçlükle başladığı maçta bir türlü skoru koparamadı. Ve iki takım arasındaki düzen ile direnç farkı da, üç sayı yüzdesi düşünce ortaya çıktı.
Şutlar girmeyince, Galatasaray 14-0’lık bir seri yakaladı ve maçı da o anda kopardı. Fenerbahçe için tek seçenek savunma yapmak ve boyalı alanı kullanmaktı ama Cim-Bom çoktan istediği havayı yakalamıştı. Ribauntlardaki 40-25’lik üstünlük, hangi takımın daha çok istediğini gösteren en net detaydı. Furkan’ın ardından Lakovic’in de hücumda devreye girdiği anlarda, Fenerbahçe’nin Sloven yıldızı savunmanın yumuşak karınlarından Ukic ile savunmaya çalışması da başlı başına bir hataydı. Ama en çok mücadele etmesi gereken günde, Ömer ve Vidmar gibi savunmacıları kenarda oturarak başlayan Spahija’nın bu tercihine de şaşırmamalı.
Galatasaray için karşılaşmanın tartışmasız yıldızı Furkan olurken, aslında maçın birçok kahramanı vardı. Lakovic’in attıkları ortada ama Tutku da, rakibin kısa bir süre Oğuz’u devreye soktuğu ve farkı azalttığı anlarda sorumluluk alıp, takımını rahatlattı, sezonun en değerli isimlerinden Lucas yine harika oynadı. Bu galibiyet ile Galatasaray, normal sezonu lider bitirme yolunda dev bir adım attı. Play-off serilerinin 0-0 başlayacağı sezonda tüm serilerde saha avantajını ele almak büyük artı.
İtiraz ederek saha ortasına kadar giren Oktay Mahmuti’ye çalınmayan teknik faulün, önüne gelen topa ayağıyla çok da sert olmayan bir şekilde vuran Spahija’ya çalınması, derbileri sürekli ev sahiplerinin kazanması, saha avantajının ne kadar önemli olduğunun ispatı. Yani Galatasaray, Mahmuti’nin doğru planıyla, derbilerin dirençle kazanılacağını bilerek, daha çok mücadele ederek kazandı.