Ümit Avcı

Ümit Avcı

umit.avci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gelmeyen oyuncular, hastalıklar, sakatlıklar, hepsi birden jenerasyon değişikliğine denk gelince, bu takımdan beklentilerin çok yüksek tutulmaması gerektiğini söylüyorduk. Ancak hazırlık döneminde Ufuk Sarıca’nın takımı beklentilerden çok daha kısa sürede istediği sisteme adapte etmesi, son saniyede gelen ‘Dixon da sakatlığı nedeniyle kadrodan çıktı’ şok haberine rağmen umutlarımızın taze kalmasını sağlayan detaydı.
Bu takımdan ilk beklentimiz, sahada her şeylerini ortaya koymalarıydı, bunu hepsi aslanlar gibi yaptı. Savunmada kapılan 16 top, Ruslar’ın 22 top kaybına zorlanması başarıydı. Uzun süre 4 kısayla oynayan takımın ribauntlarda da farkı 7’de tutması da olumlu sayılabilirdi. Ancak yaptığımız 16 top kaybı, ilk yarıda 3, maç sonunda 10 asistte kalmamız bu takımın canını fazlasıyla yakan detaylardı. Eğer bu tempoda oynuyor, her hücumu bol pas üzerine kuruyorsanız, kapılan toplar dışında da en az 3-4 tane de kolay basket bulunmalıydı.
İlk yarıda sahada esen Sheved rüzgârı ile fark çift hanelere çıkınca, ekibimiz tam saha prese, ekstra yardımlarla gelen sıkıştırmalara beklenenden önce başladı. Maçın büyük bölümünde bu enerji ile oynamak büyük başarıydı ama belki de son dakikalarda önce Sinan, ardından da sahanın yıldızı Cedi’nin kaçırdığı turnikeler sarfedilen eforla alakalıydı!
Sonuçta bu takım elinden geleni yaptı, yüzümüzü kızartmadı, herkes son ana kadar kazanmak için oynadı ama başaramadı. Şimdi hemen bugüne bakmalı. Böyle bir takımın ana karakteri pes etmemek olmalı. Henüz bir maç kaybedildi ama 28 sayı, 7 ribaunt, 7 top çalma, 4 asist ile oynalan Cedi’nin ana karakter oluşu, Semih’in kendisini buluşu, Erkan’ın yaptığı müthiş katkı ve en önemlisi de sahaya yüreklerin konması beni umutlandırdı.
Biz her ne kadar hakem yazmak istemesek de, dünkü yönetim yine zorunlu kıldı. Başta İtalyan hakem olmak üzere, millilerimizin her geri dönüşünde, Rusya’ya nefes aldıran bir düdük vardı. Hangi oyuncumuz sahaya ağırlığını koysa, bir anda faul sayıları uydurma düdüklerle arttı, kenara alındı. En kritik anda topun kimden çıktığını görmemek için ‘kör olmak gerekirdi’ ama hakemlerin üçü de belki o anda gözlerini kapadı.
FIBA Avrupa Başkanı Turgay Demirel’ken millilerimizin bu denli doğranması nasıl açıklanır ki! Ancak kendi ülkesindeki şampiyonanın açılış yemeğine katılmayan bir başkan varken, hakemlerden nasıl saygı beklenir ki!