Ezeli rakibi Fenerbahçe’yi devirerek arka arkaya 13. galibiyetini elde eden Galatasaray, maçın büyük bölümünde ne yaptığını çok net bilen takım görüntüsündeydi.
İki takımın da önceliği savunmaydı ve amaç rakibe kolay basket şansı tanımamaktı. Ergin Ataman, bu düzen içinde pozisyon bulmakta zorlanan takımını çift guarda çevirdi ve maçın büyük bölümünde de bu şekilde devam etti. İkinci yarının başında rakibinin baskısı karşısında skor dengelenmişken, tecrübeli çalıştırıcının 2 dakika bile dolmadan değişikliğe gidip, yine Ender-Ndong ikilisine dönmesi de, maçtaki her hamleyi ne kadar iyi çalıştığının göstergesiydi. Ender’in de çok iyi bir maç çıkarması, hem skora katkı yapıp, hem de asistleriyle uzunları işin içine sokması, Arroyo’nun özellikle son çeyrekte sorumluluk alması da planların kusursuz işlemesini beraberinde getirdi.
Barış 7 dakika süre aldı!
İlk çeyrekteki 12 sayısının 10’unu serbest atış çizgisinden bulan ve saha içi basket bulmakta çok zorlanan Fenerbahçe ise maç boyunca aynı sıkıntıyı yaşadı. Özellikle boyalı alanda Ndong-Ersin ikilisine ezilen, rakibinden 10 ribaunt az alıp, 19 şut daha az kullanan Fenerbahçe iki sayılık atışlarda yüzde 28, üçlüklerde yüzde 25 ile hücum edince, farklı yenilgi kaçınılmazdı. Bu kadar kötü hücum edip organize olmakta zorlanan Fenerbahçe’de geçen haftanın yıldızı Barış’ın, sadece 7 dakika süre alması da entresandı.
Dünün en üzücü yanı ise Engin’in sakatlanmasıydı. Pırıl pırıl bir insan, çok yetenekli bir oyuncu, aynı talihsizliği 3. kez yaşadı. O zor süreçlerden bir kez daha geçecek. Ama tüm kalbimle inanıyorum ki, bu kez de sakatlığı yenecek.
Bir yorum da tribünler için. Dün bir kez daha anlaşıldı ki, maalesef Türkiye’de holiganlığın cinsiyeti yok. Sadece kadınların ve çocukların izlediği bir maçın büyük bölümünün küfürlü tezahüratlarla oynanması çok çirkindi, çok...