Ümit Avcı

Ümit Avcı

umit.avci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Son maçlarda rakiplerinin üzerine akın akın giden ve hücumdaki müthiş yüzdesiyle sahayı dar eden Efes derbide kendi silahıyla vuruldu. Ergin Ataman maç öncesi oyuncularına ‘ne olursa olsun rakibe hızlı hücum yaptırmıyoruz’ demiş olmalı. Oyuncuları geriye koşma konusunda hiç hata yapmadı, Efes’in çok sevdiği tempoyu hiç kullandırtmadı. Hatta tempo isteği, buna çok iyi hazırlanmış savunma karşısında gereksiz top kayıplarını getirdi, devamında da Lacivert-beyazlılar’ın istediği kolay basketler, Galatasaray’dan geldi.
Burada önemli olan noktalardan bir tanesi de Göksenin’in, Farmar’a yaptığı baskıydı. ABD’li yıldız 23 sayı, 7 asistle yine bir oyuncudan beklenebilecek maksimum katkıyı yaptı ama Göksenin onu öyle rahatsız etti ki, Farmar bir türlü arkadaşlarını oyuna sokamadı. Özellikle Efes uzunlarına top inmemesi için de ekstra çaba harcandı Galatasaray’da, şutun riske edildiği yardımlar yapıldı. O riske edilen şutları, Efes de özellikle ilk yarıda berbat bir yüzde ile (10’da 2) kullanınca kontrol hep sarı-kırmızılı ekibin elinde kaldı.
Rakibi dışarıdan bomboş atışları sokamazken, Galatasaray’da ise tam tersi bir görüntü vardı. Gordon ile Macvan bu sezon ilk kez kendilerinden beklenen performansı tam anlamıyla sahaya yansıtırken, ilk yarıda 7’de 5, maç sonunda ise 19’da 12 (yüzde 63) üç sayı yüzdesi yakalanmasında bu ikilinin payı çok fazlaydı. Hawkins ile Domercant gibi iki yıldız da sahada olunca, Efes ne zaman farkı tek sayılara indirse, Galatasaray dün çok iyi yaptığı işi yaptı, rakip potaya üçlüğü yolladı. Aslında bir bakıma dünkü maçın kaderi, giren ve girmeyen üçlüklerle yazıldı!
Efes için tek umut boyalı alan olabilirdi. Zaten top ne zaman uzunlara geçse ya basket oldu, ya da kendilerine faul yapıldı. Ama dedik ya, Galatasaray savunmasının amacı, bu görüntünün olabildiğince az yaşanmasını sağlamaktı, buna da ulaştı.