Sarı-lacivertli temsilcimiz, taraftarının da etkisiyle, geçtiğimiz haftaya oranla daha iyi mücadele etti, ancak kader anlarında çok basit hatalar yapıp, yine kaybetti. Maçın sonunda Hickman-Preldzic ikilisinin tercihleri isyan ettirdi
THY Euroleague C Grubu’ndaki temsilcimiz Fenerbahçe Ülker, 4. maçında Ülker Sports Arena’da konuk ettiği Barcelona’ya 80-78 yenilmekten kurtulamadı, arka arkaya 2. yenilgisini tattı.
İlk dakikalarda Preldzic hücumda ön plana çıktı. Kenardan gelen Zoric boyalı alandaki skor gücünü artırdı, ilk çeyrek 21-19 bitti. 2. periyotta Bjelica-Vesely değişikliği hemen kendisini hissettirdi. Bjelica, savunmada yer tutuşuyla, hücumda hem dış şutunun oluşu hem de oyun bilgisiyle fark yarattı, 13. dakika 27-21’lik Fenerbahçe üstünlüğü vardı. Ancak Zoric, iyi oynadığı maçlardaki klasik hastalığına yakalanıp erken 3 faule ulaşınca, maç bir kez daha kafa kafaya geldi, Huertas son saniyede çok zor bir üçlüğü sayıya çevirince devre 41-41 bitti.
Kader anları
Fenerbahçe hücum tarafında iyi günündeydi. Ama hücum tamamen birebirlere bırakılmıştı, bu iyi değildi. Zaten 58-51’lik üstünlükten Barcelona’ya 11-0’lık seri verip 62-58 geriye düşmenin, son çeyreğe de 64-60 mağlup girmenin nedeni, birebirlerin sonuç getirmediği anda çare üretememekti.
Bu handikap maç sonunda daha da fazla hissedildi. Barcelona’ya son 2 dakika sayı attırmayan takım, önce Hickman ile iki kez, ardından da Preldziç ile son saniyede maçı bitirme hücumu kullandı. Hele iki sayının maçı uzatmaya taşıyacağı ortamda Preldzic’in milli takımdaki kahramanlığı tekrar yaşatmak için çok zor bir üçlük kullanması, günün en net hatalarındandı. Ancak bu kader hücumlarını sadece oyuncuların insiyatifine bırakmak zaten yanlıştı. Fenerbahçe’nin en büyük sorunu bu işte, kader anlarında organizasyonu yapacak, ‘durun ben buradayım’ diyecek bir ismin bulunmaması. Takımdaki tek guard Kenan, 40 dakikayı 5 faülü dışındaki istatistiklerde ‘0’ ile tamamladı.
Barça karşısındaki takım, Panathinaikos deplasmanındaki gibi değildi. Mücadele etti. Zaten iç sahada mücadele etmeme seçeneği düşünülemezdi. Dış adam savunması ise yine felaketti. F.Bahçe’nin karşısında rakiplerin üçlüklerde yüksek yüzdelere ulaşması tesadüf değil ki!