Bir takım düşünün ki, kendi sahasındaki iki maçı da kaybetsin; hem de tüm sezondaki mağlubiyet sayısı sadece ikiyken! Sonra bu takımın art arda rakip sahaya gideceğini, Fenerbahçe ile 12 bin seyircinin önünde oynayacağını ve o atmosferde kazanamaması durumunda finali 4-0’lık hezimetle bitireceğini düşünün. Bir de bu düşünceler arasında ne kadar gergin olacaklarını, nasıl ayakta kalacaklarını.
Ama başardı Efes... Çünkü psikolojik savaştan galip çıktı. Ergin Ataman ikinci maçın ardından yaptığı ‘İpekçi’ye Aslanlar gibi gideceğiz’ açıklamasıyla oyuncularına güven aşıladı. Efesliler, 3. maçta da, dün de İpekçi parkelerine çıktığında son derece kararlı, arzulu ve inançlıydı. Kerem Gönlüm, Kaya ve Thornton başta olmak üzere tüm oyuncuların gözünden neredeyse ateş çıkacaktı.
Bir önceki maçı 15 sayıdan çeviren Efes, dün de oyuna müthiş bir giriş yaptı. Vidmar’ın oyunda olduğu ilk 8 dakikada pota altını çok iyi kullanan lacivert-beyazlılar, 24-10’luk üstünlüğü yakaladı. Ancak Fenerbahçe Mrsiç’i devreye soktu maça tutundu. Solomon da ilk çeyrekte doğru işler yapınca bir anda fark kapandı, maç ortaya geldi. Ama final serisinin suskun ismi Smith, Solomon’u durdurunca ve 3. maçta Ömer Onan’ı unutan (!) kenar yönetim, bu kez maçın sıcak ismi Mrsiç’i uzun süre hatırlamayınca, sarı-lacivertliler öne geçmeyi bir türlü beceremedi.
İlginç tercihler yapılıyor Fenerbahçe’de... Mesela 3. maçın 15 sayıdan verilmesinde Solomon-Grenn ikilisinin aynı anda sahaya sürülmesinin büyük etkisi vardı, dün de en kritik anlarda bu ikili sahadaydı. Play-off serisinin etkili isimlerinden Preldziç dün sadece 6 dakika sahada kaldı. Fenerbahçe rakibe göre en büyük avantajı olan pota altını yine kullanamadı, çünkü Oğuz 4. maçta da 4 dakika oynadı!
Efes cephesinde ise Shumpert maça damgasını vuran isimdi. Fenerbahçe ne zaman bir ivme yakalasa, yıldız oyuncu sahne alıp rüzgârı takımı lehine çevirdi. Bunda ilk iki maçta Shumpert’a karşı iyi savunma yapan Preldziç yerine bu görevin Mirsad’a verilmesi de etkiliydi.
Seri şimdi 2-2 ama adeta yeniden başlamayacak. Bu kez psikolojik avantaj Efes’te olacak. Tabii burada oyuncuların ne düşündüğü önemli. Bakalım Efesliler aynı ciddiyetle mi devam edecek, yoksa Fenerbahçeli oyuncuların yaptığını yapıp, rehavete mi girecek! İşte kilit bu. Tek gerçek basketbolseverler en azından iki müthiş maç daha izleyecek.
Siena fırtınası devam ediyor
İtalya Ligi’nin çok üzerinde bir kadroya sahip olan Siena, final serisinin ilk maçında A.Jeans Milano’yu 23 sayı farkla yenmişti. Yine aynı tarifeyi uygulayacağı kesin gibi
731 Siena-O.Milan 1
Siena play-off’lardaki müthiş formunu finalin ilk maçında da sürdürdü, Milano ekibini yerle bir etti. Aslında normal sezondaki maçlarda rakibine direnmeyi başaran Armani Jeans’in, finalin ilk maçında daha fazlasını yapması gerekiyordu ama bunu başaramadı. Siena, ilk maçta gereken mesajı yolladı. Mücadelede Siena serbest atış çizgisinden 25 sayı üretirken, Milano sadece 6 sayı bulabildi. Bu da iki takım arasındaki agresifliğin göstergesi. Siena’nın normal üç sayı yüzdesinin çok altında kalmasına rağmen ulaştığı fark, ikinci maçın da farklı biteceğinin göstergesi.
742 Orleans-Le Mans 2
Ligi ikinci sırada bitiren Orleans ile takipçisi Le Mans, tahminleri yanıltmadı ve yarı finalde karşılaştı. Orleans sahasında rakibini 1 sayı farkla devirirken, deplasmanda 10 sayıyla mağlup oldu. Normal sezondaki sıralamada, Le Mans’ın Euroleague’de oynadığı dönemde kaybettiği lig maçlarının etkili olduğunu söylemiştik. Yani Le Mans’ın kadrosu daha iyi. Konuk takım deplasmanda çok önemli bir galibiyet almayı başarır.
743 Villeurbanne-Nancy 1
Yarı finalin ilk maçında sahasında sürpriz şekilde Nancy’ye yenilen Asvel, deplasmanda oynadığı ikinci maçı çok farklı kazanarak, rakibine önemli bir mesaj gönderdi. Kadro olarak Nancy’nin çok üzerinde bir ekip olan Asvel Villeurbanne, daha çok oyuncu ile mücadele etmenin avantajını kullanarak bu maçı da rahat bir galibiyetle bitirir. Rakibine sadece Ricardo Greer ile direnmeye çalışan Nancy, belki ilk yarıda başa baş oynamayı başarır ama sonunda teslim bayrağını çeker. Toplam sayı limiti düşük olsa da, bu rakama bile ulaşılamama ihtimali de yüksek.
