Bir tarafta ligin flaş takımı Pınar Karşıyaka, diğer tarafta ligde zirveyi el koysa da, Avrupa’daki performansı nedeniyle soru işaretleriyle dolu bir sezon geçiren Fenerbahçe Ülker olunca, Eskişehir’de keyifli bir maç izleyeceğimiz belliydi. Fenerbahçe’nin adeta kötü gidişe isyan edercesine istekli oluşu, Pınar Karşıyaka’nın geri düştüğü anlarda bile pes etmeyerek ‘dik duruşu’ basketbol adına sergilenen güzelliklerdi.
Fenerbahçe’de hastalığı nedeniyle sahaya çıkamayan Coach Pianigiani eminim ki, takımının bu mücadelesini televizyon karşısında izlemiştir ve belki saha kenarında fark edemediklerini, daha net görmüştür. Yerli oyuncuların performansını, hırsını, mücadelesini görünce belki de dizlerini dövmüştür! Sakatlıktan yeni çıkan Ömer Onan’ın sergilediği muhteşem mücadele, istatistiklere yansıyan sadece attığı sayılar olsa da, takımına verdiği enerji, bütünleştiriciliği, motive edişi dün galibiyeti getiren ana etkindi. Kaya Peker’in 29 dakika sahada kalması ve müthiş mücadelesiyle savunmayı toparlaması, yine sakatlıktan yeni çıkan Preldzic’in 27. dakikada adım attığı sahada çok olumlu işler yapası, Fenerbahçe’ye dün, çeyrek finalden de fazlasını kazandırdı. Ancak Pianigiani’nin tekrar dönmesi ve takımı 4 kısaya çevirmek için ne kadar sabredeceği de, birbaşka soru işareti olarak aklımızda kaldı.
Pınar Karşıyaka ise çok iyi mücadele etti ama dün çok akıllı oynamadı. Özellikle Emir Preldzic’in girişinin ardından 4 kısaya dönen Fenerbahçe Ülker’e karşı, boyalı alanı kullanmayıp, sürekli dışarıdan hücum etmeye çalışmak, Karşıyaka’ya yenilgiyi getirdi. Çünkü Emir’in hücumda avantajını kullanan Fenerbahçe, savunmada dezavantajı hiç hissetmedi.