Ümit Avcı

Ümit Avcı

umit.avci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Nihayet maçı kazandı Fenerbahçe Ülker, THY Euroleague’de. Aslında çok daha fazla kazancı olan bir maç oynayabilirdi, en önemli pota altı silahı 17 sayı, 8 ribaunt ortalamalı Akingbala’dan yoksun oynayan Nancy önünde.
Öncelikle yerlerde gezen moralini, maç kazanma enerjisini yeniden kazanabilirdi Fenerbahçe Ülker, başladığı gibi bitirebilseydi maçı İpekçi’de. Nasıl başladı diye sorarsanız; Sefolasha’nın müthiş enerjisi vardı ilk çeyrekte. Formsuz Ukic-Jerrels ikilisinin yapamadığını kenardan gelen Emir yapıp, oyun kurucu gibi oynayıp, oyunu pota altına yığınca, hem Oğuz fizik avantajını çok iyi kullanıp skor buluyor, hem de dışarıda isimler rahatladığından Bogdanovic, haftalardır beklenen resitale başlıyordu. Batum’a karşı Sefolasha’nın gövde gösterisi takımın güvenini artırıyor, sahada kimin ‘patron’ olduğu çok net hissediliyordu.
Ancak 2. yarı birden görüntü değişti. Ukic art arda top kaybı yaparak rakibi maça inandırırken, boyalı alana bir türlü geçiremediğimiz toplar potamızda hızlı hücum sayılarına dönüşüverdi. Fizik avantajını kullanamayan temsilcimiz, bu sezonki en büyük hastalığı olan ikili oyun savunmasında yine ilkokul takımının yapmayacağı hataları tekrar edince kriz büyüdü. Spahija da 2. çeyrekte farkı yaratan düzene, yani 4 kısalı sisteme dönmemekte direnip, takımın en iyisi Sefolasha’yı da yanına hapsedince fark 4 sayıya kadar indi son çeyrekte. Neyse ki Ömer çıktı sahneye, öyle kritik iki üçlük attı ki, can verdi Fenerbahçe’ye... Kaya’nın savunma katkısı da gösterdi, maçın sonlarında tecrübenin neleri değiştireceğine! Keşke biraz daha dikkatli olsaydı Spahija da, Fenerbahçe sadece maç kazanmakla kalmasaydı dün gece!
Kazanmak çok güzel bu kesin. Ancak bu savunmayla, guardların formsuzluğuyla, Spahija’nın geçen yılı mumla aratan durgunluğuyla, bundan sonrası çok daha zor olacak devler arenasında.