Ümit Avcı

Ümit Avcı

umit.avci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Beşiktaş dün yapması gerekeni yaptı, yani kazandı. Gücü, kesinlikle temsilcimizin seviyesinde olmayan Macarlar önünde oynanan basketbol, tabii ki final için umut verici değildi ama böyle organizasyonlarda ilk gün her zaman sürprizlere gebedir, hele ki rakibiniz ev sahibiyse işiniz daha risklidir. Yapılan hatalar genellikle o güne özeldir!
Dün Beşiktaş’ın hiç şahit olmadığımız kadar kötü hücum etmesi, Arroyo gibi bir süper yıldızın maç sonunda faulleri sokarak kritik bir iş yapsa da oyunun genelinde ortada gözükmemesi, çılgınca şut atan, 5. saniyede topu potaya yollayan bir rakibe karşı, zaman zaman temsilcimizin de benzer tempoya bürünmesi ve zaten maçın da o anlarda kafa kafaya gelişi, 15’te 2 üç sayı, 73’te 23 saha içi yüzdesi başka neyle açıklanabilir ki...
Normal şartlarda böyle bir Beşiktaş’ı izlediğimizde, özellikle hücumu yerden yere vurmak gerekir. Ancak dedik ya, bu maç normal değil; kazanmak yeterlidir.
İyi yaptığı şeyler de vardı Beşiktaş’ın ‘kazanmak’ dışında. Mesela rakibin en etkili ismi Trotter üzerinde, Hawkins ile kurulan baskı, ABD’li guardın ilk basketini 25. dakikada atıp, maçı 7 sayıyla tamamlaması, 50 şutun kaçtığı bir günde en azından ribauntların toplanması, maçın gerginliğine rağmen top kaybı sayısının 7’de kalması ve kritik anlarda topun boyalı alana sokulması Beşiktaş için galibiyeti getiren detaylardı.
Şimdi sırada sezonun en önemli maçı var. Finalin çok daha zor ve stresli geçeceği kesin ama Coach Ergin Ataman, Efes’te yardımcı antrenörken kazanılan Koraç Kupası’nda, Siena’da adeta devrim yapıp müzesine taşıdığı Saporta Kupası’nda bu atmosferleri fazlasıyla yaşamıştı. Şimdi sıra, Kara Kartal’a, Avrupa Kupası kazandırmakta.