Ümit Avcı

Ümit Avcı

umit.avci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Maç öncesinde Anadolu Efes’in boyalı alandaki üstünlüğü zaten göze çarpıyordu. Oktay Mahmuti de bunu bildiği için öncelikle boyalı alan savunmasına odaklanmış ve uzunların birbirlerine yardımını serbest bırakmıştı. Ancak Savanovic maça müthiş bir 3 sayı yüzdesi ile başladı ve rakibin bu hamlesini sonuçsuz bıraktı. Songaila, bu basketlerden hiç ders almamışçasına yardımlara aynı şekilde devam edince, Savanovic daha ilk periyotta 14 sayıya ulaştı, rakibinin toplam 6 ribaunt aldığı ilk periyotta 5’i hücum 13 ribaunt alan Efes, maçı kendisine kazandıracak farka ulaştı.
Galatasaray, 2. çeyrekte boyalı alanda Andric’i potaya yollayarak farkı azaltmaya çalışsa da, takım her sıkıştığında yaptığı asistler ile ivmeyi ele geçirmeyi başaran Kerem ile kenardan gelip, müthiş bir özgüven ile şut atan Cenk’in varlığı, Efes’i rahatlattı. Kendisinden daha geniş bir rakip karşısında 10 sayılık farkı eritmek için ortaya müthiş bir enerji koyan Galatasaray’ın yorgunluğun da etkisiyle kaçırdığı boş atışların da skorun hep Efes lehinde kalmasında etkisi vardı. Bu sahne oyunun sonuna kadar tekrar tekrar sergilendi; Galatasaray, savunmasını sertleştirerek farkı azalttığında, Efes’in yeni bir yıldızı parkedeydi. Vujacic, Kinsey, Batista ve Barac gittikçe yorulan rakibi hep gafil avlamayı başarırken, Shumpert’ın savunmasında maç başındaki şut ritmini kaybeden Savanoviç, bu kez ribauntlarıyla devleşti.
Yeni transfer Lafayette de ayağının tozuyla çıktığı ilk maçta asistleriyle ‘doğru seçim’ olduğunu gösterince Efes’in kağıt üzerindeki gücü, sahada da kendisini gösterdi. Aslında asistleri ve oyun zekasıyla farkı yaratan isimlerden olsa da, 12’de 1 şut atan Kerem, biraz daha gününde olsaydı, maç çok daha farklı da bitebilirdi.
İki takımın coachunun da sürekli yeni bir hamle ile zenginleştirdiği maçta kazanan Ufuk Sarıca’yı da ayrıca tebrik etmeli. Rotasyon takıntısının giderek hastalık haline dönüştüğü bu dönemde, bunun nasıl yapılacağını herkese gösterdi.