İki ezeli rakibin Sinan Erdem’deki buluşması heyecan anlamında adlarına yakışır şekilde geçti, galip son saniyelerde belirlendi.
Fenerbahçe Ülker rakibin ikili oyunlarını önlemek için maça Kaya-Gist ikilisiyle başladı ve bunda başarılı da oldu. Ancak Ömer Onan’ın belindeki sıkıntı ile sahaya çıkması, sakatlıktan yeni çıkan Tomas’ın henüz kendisinden beklenen savunmayı yapacak kadar güçlü olmaması, Galatasaray’ın kısalarıyla sürekli çembere gidişlerini sağladı, kontrol sarı-kırmızılı ekibin elinde kaldı.
Sürekli oyuncu değiştirerek ön alandaki savunmayı güçlendirmeye çalışan Spahija ilk yarı sonunda beklediği katkıyı Hakan Demirel’den alsa da, 20 dakikalık bölümde 11’de 1 üçlük atıp, 6 da faul kaçıran Fenerbahçe, hiç geri adım atmayan ve Furkan ile Andric’i de devreye sokmayı başaran Galatasaray karşısında soyunma odasına geride gitmekten kurtulamadı.
İkinci yarının başında Fenerbahçe Ülker, Engin ile kıpırdanıp boyalı alanı daha çok kullanmaya çalışsa da, 3. çeyreği 6’da 5 üç sayı isabetiyle tamamlayan Galatasaray, skoru önde götürmeyi başarıyordu. Hem içeriden hem dışarıdan çok rahat skor bulan Galatasaray’ın son haftalardaki en büyük zaafı alan savunmasına hücum iken, Spahija’nın bunu hiç denememiş olması şaşırtırıcıydı. Belki de rakibin üçlük yıldızı Hırvat çalıştırıcının bu kararı almasın engelledi.
Rüzgâr bir anda terse döndü
Galatasaray’da ise Lakovic, Göksenin ve Shumpert’ın bilekleri öyle ısınmıştı ki, Tutku da onlara eşlik edince 34. dakikada fark 11 sayıya yükseldi. İşte o anda Spahija’nın maçı kazandıran savunma hamlesi geldi, Tomas’ı 4 numaraya çekti. Fenerbahçe sahada tek uzun Oğuz’la kaldı, inanılmaz bir baskı ile rakibini potaya baktırmadı. Hücumda da 30 saniye içine iki üçlük sığdıran Tomas sazı eline alınca, rüzgâr bir anda terse döndü, 18-3’lük seri, derbide Fenerbahçe’yi güldürdü.
Dün gecenin en çirkin görüntüsü taraftarların çıkardığı olaylardı. Daha maç başlamadan edilen küfürler, 40 dakika boyunca da belli aralıklarla sahne aldı, tribünlerden yabancı maddeler yağdı, anonslar yapıldı. Ne yazık ki, Türk Basketbolu dün gece ağır bir yara daha aldı. Çok merak ediyorum, bu olayları çıkartanlar, yeni salonlarındaki ilk maçta takımlarını seyircisiz oynama tehlikesiyle baş başa bıraktıklarının farkında mı?