Belki de en tehlikeli durumdu maç öncesinde Barcelona’yı ‘kesin yeneriz’ diye düşünmek. İlk maçta deplasmanda devirdiğimiz rakibin, Türkiye’ye çok önemli üç yıldızı Navarro, Mickael ve Basile’den yoksun gelmesi belki de bu düşünceyi herkesin benimsemesine neden olmuştu ama bu durum da oyuncuların üzerinde ciddi bir baskı kurdu. Tabii ki Euroleague’de Final-Four oynamak isteyen bir takımın baskıya karşı dirençli olması lazım ama yıllardır bu seviyeleri unutan bir kulübün bu kadarcık bocalamasını da sanırım hoşgörmek lazım. Zaten ne olduysa maçın başındaki o stresli dakikalarda oldu. Temsilcimiz hücumdaki düzeninden tamamen kopuk başladığı maçta, rakibin pota altı oyunlarını da sadece izlemekle yetindi, oyuna ancak ikinci çeyrekte girdi!
Yani ne zamanki oyuncularımız rakibin Avrupa Şampiyonu Barça olduğunu hatırladı, işte o saniyeden itibaren gerçek bir Euroleague maçı başladı. Ama oyunu asıl dengeye getiren, ikinci yarının başındaki inanılmaz baskıydı. Soyunma odasına 12 sayı geride giden Fenerbahçe Ülker, tam saha baskı sonrasında yaptığı alan savunması ile Barça’nın pota altına yaptığı servisleri yavaşlatmayı başardı, Mirsad’ın ribauntlardaki başarısı, Kaya’nın savunma sertliğini artırması, Tomas, Kinsey ve Ömer Onan gibi isimlerin hücumda sorumluluk alması, çok kötü başlanan maçı galip bitirmemizi sağlayacak ortamı yaratmıştı.
Ancak maçta bir gün önce bileğinden sakatlanan ve sahaya da bu acılarla çıkan Ukiç’in kenara geldiği anlarda, ikinci oyun kurucu sıkıntısı çok net anlaşıldı. Aslında birçok maçı Greer ve Preldziç ile idare etmişti Fenerbahçe ama karşısında bu kez Barça ve takımın sorumluluğunu sırtına aldıktan sonra inanılmaz bir çıkış yapan Rubio vardı. Genç oyuncu pota altında Ndong’u öyle güzel besledi ki, maç sonunda 10 asiste ulaşırken, takım arkadaşına da kariyer yaptırdı.
Buna rağmen son dakikalara girilirken bir umut daha vardı, fark 3 sayıydı. Savunmasını sertleştiren sayı yemeyen temsilcimiz bu kez de İtalyan hakeme takıldı. Orta sahadaki top kapma mücadelesinde öyle bir düdük çaldı ki Taurino, Lakovic’i serbest atış çizgisine yolladı, farkı yeniden 5 sayıya çıkardı, maçta orada tamamlandı.
Barça karşısındaki direnç ve ilk maçta elde edilen skor avantajının korunması maç sonundaki tesellimiz, Siena ile gelecek hafta deplasmanda oynanacak liderlik maçı ise yeni hedefimizdi.