Şampiyonanın başından bu yana ortak görüş, bu takımın boyalı alanda sıkıntı yaşamadığı sürece her takımı yenecek güçte olduğu, çünkü kısa rotasyonda geniş bir rotasyonun bulunduğu ve mutlaka birisinin sazı eline alacağıydı. İşte dün bu bir kez daha ortaya çıktı.
Klasik maça kötü başlama alışkanlığını biraz daha uzun tuttu bu kez Potanın Perileri, ilk çeyrekte bitmesine alıştığımız kriz, devre boyunca sürdü... Savunmasıyla övündüğümüz kızlarımız, 20 dakikada 44 sayı yemişti. Ancak hücumda Nevriye ile Esmeral’in skoru sürüklemesi, savunmanın biraz kıpırdaması durumunda rahat bir galibiyet daha alacağımızın göstergesiydi. Nitekim öyle de oldu.
İkinci yarının başında iki maçtır şov yapan Esmeral’in sakatlığı nedeniyle sahaya çıkmaması ‘acaba kriz yaşar mıyız’ sorusunu akıllara getirse de, bu kez Birsel döktürdü. Tam 15 sayı attı yıldız oyuncu 3. çeyrekte. 14-0’lık serinin kahramanı olurken, Işıl ve Begüm’ün de katkısıyla ön alanda yaptıkları baskının dozu da rakip için ürkütücüydü. Şaziye-Işıl ve Birsel gibi kısaların da katkısıyla ribauntlarda da rakibe 48-27 üstünlük kuran Nevriye-Hollingsworth ikilisiyle rakip uzunlara çok ağır basarak, toplam 37 sayı, 20 ribauntluk katkı alan Potanın Perileri, Polonya’dan sonra, Fransa’da da yüzümüzü güldürdü.
Elbette ki üzüldük altın madalyayı kaçırdığımız için ama arka arkaya iki Avrupa Şampiyonası’nda madalya kazanmak, hangi Türk takımına nasip oldu ki başka...
Avrupa’nın en iyi savunma takımlarından birisi olan, bu alanda adeta ekol yaratan Ceyhun Yıldızoğlu ve öğrencilerine, bu ekipte emeği bulunan herkese yaşattıkları gurur için binlerce kez teşekkür etmek gerek.