Millilerimiz bugün Dünya Kupası maratonuna başlıyor. Geçiş jenerasyonuna denk gelen, yıllardır bu takımda en fazla söz sahibi olan isimlerinden yoksun olarak gelen ay-yıldızlıların, böylesine dev bir organizasyonda ne yapacağı tabii ki büyük bir soru işareti. Geçtiğimiz günlerde Türkiye Basketbol Antrenörleri Derneği’nin yayınladığı bildiri iyi analiz edilmeli. Açık açık olmasa da, 10 yıl Tanjevic’e sabredildi, sonuç ne olursa olsun Ergin Ataman’a destek verilmesi anlamı vardı bildiride. Haksız sayılmazlar bence.
Başta da belirttiğimiz gibi, geçiş dönemi yaşıyoruz ve kabul edelim ki, hücum kapasitesi sınırlı bir kadro ile oynayacağız. Takımdaki isimler yeteneksiz anlamında söylenmiyor bu, aynı tarz oyunculara sahibiz, çeşitlilik konusunda gerideyiz.
Üç sayı isabetimiz, yüzde 40’ı aşmazsa sıkıntı çekeriz. Bu konuda da formda olan Cenk en büyük güvenimiz. İyi savunma yapan takımlara karşı, mutlaka ikili oyunlarla uzunları potaya göndermeliyiz. Emir Preldzic’in yaratacılığı, guardlarımızı rahatlatacaktır ancak, 4 numaradan da mutlaka verim alabilmeliyiz. Bu nedenle zaman zaman Emir’i de power forvet olarak kullanabiliriz. Bu dakikalarda Cedi’nin vereceği katkı çok önemli. 19 yaşında bir yıldızın dünyaya kendisini A Takım düzeyinde kabul ettirişini izleyebiliriz.
İlk turdaki en önemli maçlarımız, ABD sonrasında oynayacağımız Ukrayna ile Finlandiya maçları. Bu iki ekibi devirirsek, grubu ikinci bitiririz, çapraz eşleşmede avantaj elde ederiz. İlk turu ilk 4 içinde bitirdikten sonra kazanılacak sadece tek maç çeyrek final kapısını aralıyor, durumu iyi analiz etmeliyiz. Zaten bu şartlar altında Dünya Kupası’nda ilk 8 yapmak başarı olur, daha yukarısı hele hele bir madalya ise çok çok büyük başarıdır, bunu iyi bilmeliyiz.
Bu nedenle sakin kalalım, takımın üzerindeki baskıyı daha da artırmayalım. Başarısızlık baskısının bizim takıma nasıl yansıdığını daha önceki yıllarda gördük. Bu millet olarak karakterimizle alakalı bir durum. Teknik ekibin, oyuncuların arkasında olduğumuzu hissettirerek, onlara kötü anlarda destek olursak, daha kolay ayağa kalkmalarını sağlayabiliriz. Oldu ya kötü bir netice aldık, ilk 8’in dışında kaldık.
Oynayacağımız basketbol tabii ki çok önemli ama, ben de TÜBAD yönetimine katılıyorum, bu ekibin arkasında durmalı, Türk evlatlarına da, en az yabancılar kadar sabır göstermeli, şans vermeliyiz.